Hangi yönetim gelirse gelsin, G.Saray'ın başını ağrıtacak konu mutlaka var ortada... Adnan Polat yönetiminde Adnan Sezgin sendromu mesela... Polat; muhaliflerin kellesini istediği (!) Adnan Sezgin'i korumak adına kendisini bitirirken, bir vefa örneği mi gösterdi, yoksa inatlaşmanın ezikliği altında mı ezildi? Gerçek o ki; Adnan Sezgin'in vefalı dostu olduğunu göstermek adına kendini feda eden Polat, tüm direnmesine rağmen bugün artık G.Saray Başkanı değil... *** Ve gelelim Ünal Aysal dönemine... G.Saray'ın başına gelmek hiç aklında yokken, akil adamların kendisini o koltuğa oturttuğu Aysal, yönetim kurulu listesini yaparken başının erken ağrıyacağına ihtimal dahi vermiyordu... Hele çok zamansız konuştuğu "Fatih Terim vizyonunu tamamlamıştır" sözünü ettikten birkaç gün sonra, başkan yardımcısı Ali Dürüst'ün büyük ısrarları ile Terim'e kucak açması, bir mecburiyetin işaretiydi adeta... Ama Aysal'ın kafasında şekillendirdiği yönetim şeklinde Bülent Tulun ismi, tıpkı Polat dönemindeki Adnan Sezgin'le örtüşürcesine vizyona kondu... Kondu da ne oldu peki? *** İşte size alın kaos... "Vizyonunu tamamladı" dediği Fatih Terim, Aysal'a ilk restini çekti: "Tulun'u Florya'da istemiyorum" Sadece Terim değil tabii... İkinci Başkan Ali Dürüst de, Abdürrahim Albayrak da Bülent Tulun'la köprüleri attı... Sezon açılmadan bu büyük problem, gelecek günlerde çok daha sınırlarını geliştirerek, karşımıza yeni problemleri getirecek gibi... Çünkü camianın beklediği transferlerin gerçekleşmemesi, hem yönetimin, hem de taraftarın sinirlerini germiş vaziyette... Peynir gemisi; eski yönetimin hatalarını pişirip pişirip gündeme getirmekle yürümüyor G.Saray'da... Geçen sezonun 8. sırada 46 gol yemiş, 16 mağlubiyetle tanışmış takımına bu sezon en ufak bir hoşgörünün tanınması mümkün dahi değil... Ya şampiyonluk, ya şampiyonluk... Olmazsa, bu yönetime ve teknik heyete beyaz mendil sallayacaklar aportta bekliyor şimdiden... Temcit pilavı F.Bahçe çok istediği şampiyonluğa kavuşmuş... Taraftar sokağa dökülmüş... Storelerde forma, atkı, bayrak kalmamış... Yaşanması gereken onca güzellikler varken F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım, pişirip pişirip 5 sene önce, ne olduğunu kimselerin bilmediği, kimselerin ispat edemeyeceği yaşanmış bir Denizli maçını gündeme getirerek, taraftarın neşesine limon sıkıyor... Eğer bildiği ve ispat edeceği bir şey varsa açıklamak zorundadır Yıldırım... Yoksa ortalığı bulandıracak flu sözlerle, en son güzellikleri yaşayacağına, hâlâ daha 5 yıl önceki Deniz'li de kalması alkış değil "Bırak bu işleri başkan" dedirtiyor herkese... Oysa hayat çok kısa başkan... Dünü unut, günü yaşa... Ayrıcalıklı yıldızlar "Yüz verirsen, astarını ister" derler ya; Beşiktaş'ın vazgeçilmezleri Guti ve Quaresma da aynen böyle istekte bulunuyor işte... Tatile doyamayan bu ikili, Beşiktaş'tan kazandıkları paralarla tatile doymuyor... Üstelik bir de "Biz sezon açılışına gelemiyoruz" ya da "Tedavimiz devam ediyor" diye de haber gönderiyor... Nitekim dünkü sezon açılışında yoktular bu yıldızlar.... Peki tatilini yarıda bırakıp açılışa gelen futbolcuların ne günahı var? Onlar enayi mi? Bir işin kuralına uymamak adına ayrıcalık talep edenler, Beşiktaş'a fayda değil, zarar verecektir gelecekte... Zaten Tayfur Havutçu'nun sinirleri tepesinde... "Fulya'da noter tespiti" istiyordu, o da çark etti... Çevir kazı yanmasın... Peki oldu mu şimdi? Lig başlamadan teknik direktör otoritesini kırmaya çalışanlar, ister Guti olsun, ister Quaresma, mutlaka bunun bedelini ödemelidir? Haa... Ödetilebilir mi acaba, işte onu bilmeyiz... Ama yönetim bu hesabı bugün kesemezse, başka bir gün, tribünler mutlaka keser... Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar'ın Futbol Federasyonu Başkanı olması garanti... Şu anda 5 Süper Lig, A Milli Futbol Takımı sponsorluğunu yapan Aydınlar'ın sahibi olduğu Acıbadem Hastaneleri, bundan sonra ne yapacak? Devam etse, dedikoduların sonu gelmez... Bitirse, zararı kendisine... İşte bıyık, işte sakal size... Tarihte bir ilk! G.Saray ve Beşiktaş sezonu dün açtı ve ilk çalışmalarını yaptı... Buraya kadar her şey tamam... Ama... Sezon açılışı; ilk buluşma ve ilk çalışma eğer basından kaçırılıyorsa, işte orada durmak lâzım... Yangından mal mı kaçırılıyor? Ya da basın düşmanlığı erken mi hortladı ? Bu ülkede taraftarın, sporseverin de takımlarından haber alma hakkı var... Bunu engellemeye çalışan anlayışa bin defa yazıklar olsun...