Kolbastı... Tadı kaçtı...

A -
A +

Şampiyonluk güzel şey... Kupa kazanmak müthiş duygu.. Hele F.Bahçe'yi alt edip, ona 27 yıllık hasreti 28. yıla taşıma hüznünü yaşatarak, taraftarı sevindirmek, bambaşka bir bayram... Tamam, anladık da, bir haftadan beri, havada, karada, denizde, yolda, evde, bahçede, meydanda kupa elde tepinmek niye? Trabzonspor için, sanki bu sezon yolun sonuna gelindi... Süper Lig umurunda değil onların... Oysa belki de yıllarca konuşulacak, futbol tarihine geçecek, 1996 yılında ellerinden şampiyonluğu alan bir takımla, benzer bir atmosferde karşılaşılacağı, akıllarının ucundan geçmiyor bordo-mavililerin... Varsa yoksa tepinmek... Savaşın ortasında, bir mevzii ele geçirip, savaşı tümden kazandım zannetmek, hedefleri olan bir ordunun yapacağı en büyük hüsranı da peşinden getirir... Unutulmasın ki; Winston Churchill'in dediği gibi "Uçurtmalar, rüzgâr gücü ile değil, o güce karşı koydukları için yükselirler." 4 büyük tebrik Önce F.Bahçe'ye... Kolu çıkık iki futbolcusu, Gökhan Gönül ve Özer Hurmacı ile mücadele verdikleri için... Güiza gibi "arada bir çakan çakmak" misali, rakibi yakan futbolcusuna sabır gösterdiği için... Daum'un kafa yapısını beğenmeyip, işe el koyan başkanının, otoritesi için... Binlerce teşekkür F.Bahçe... Sonra Bursaspor... İstanbul'un büyüklerinin beğenmediği isimlerle, ligin tozunu attıkları için... Ertuğrul Sağlam gibi bir genç hocaya sarıldıkları için... Adı kötüye çıkmış tribünleri adam ettikleri için... Binlerce teşekkür Bursaspor... Sonra Karabükspor... 9 milyon euroluk bütçeleriyle, Bank Asya'da, elini kolunu sallayarak şampiyon oldukları için... Sana da teşekkürler Karabükspor... Ve de Bucaspor... 300 bin nüfuslu bir ilçenin 4,5 milyon euroluk küçük bütçesiyle, milyon nüfuslu şehirlere nal toplattığı için... Sana da teşekkürler Bucaspor... Tesadüfün böylesi! Önce Franco... 35 metreden, tıngır mıngır gelen bir şutu, kalesine buyur etti... F.Bahçe gaza bastı, o gün bugün... Sonra, Murat Şahin... Kasımpaşa kalecisi hayatının en hatalı golünü yiyerek, bir sürü dedikoduyu da peşinden getirdi... Bitmedi... Eskişehirspor'un 2.10'luk kalecisi, lokum gibi bir aşırtma topunu, başının üzerinden kendi kalesine itti... Yine bitmedi... Daha birkaç gün önce, çok konuşulan, havası değiştirilen, F.Bahçe için, en büyük engel görülen A.Gücü, kalecisinin kurbanı oldu... Serkan Kırıntılı, öylesine kırıntı goller yedi ki, takım arkadaşları bile ne olduğunu anlayamadı... Öküz altında buzağı aramıyoruz tabii... "Rastlantı" deyip geçiyoruz... Ama A.Gücü kalecisi, kendileri ve Bursaspor için çok önem taşıyan bir karşılaşma öncesi, kampta olması gerekirken, taa İstanbul'a gelip F.Bahçe'nin adı ile özdeşleşmiş Bağdat Caddesi'nde gezintiye çıkıyorsa, konuşan ağızları asla büzemez... Çünkü onların hiçbirisi, torba değil... Pes be başkan! G.Saray'da tersine dönen başarı ibresinin ardından, havası kaçan, sadece teknik direktör, futbolcular değil; başta Başkan Adnan Polat olmak üzere Haldun Üstünel gibi yöneticiler de, bu başarısızlıkta pay sahibidir... Üstünel'in kiralık yönteminin iflası, Rijkaard'ın, sadece kendini düşünmesi, rakip kim olursa olsun, fazla ilgilenmemesi, bugün G.Saray'ı zirveden aşağı düşüren yanlışlardır... Bütün bu yanlışların yapılmasına "okey" diyen Adnan Polat'ın son açıklaması ise tam "pes" dedirten cinsten... Ne diyor Polat? "Ben bu kadar ruhsuz takım görmedim." Valla biz de, Polat gibi, başkanlığını sadece makam odasında ve protokolde kullanan birisini görmedik... F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım, işte bu yüzden fenomen birisi değil mi? "Azizsilin" gibi piyasada satılmayan ve en etkili ilaç gibi isim yapan bir dopingin sahibi, bugün takımını nerelere getirdi... Tesislerde otağ kuran, federasyona, MHK'ya fırça atan, bazen de teknik direktörlüğe soyunan Yıldırım'dan, belli ki Polat hiç esinlenmemiş... Birisi karınca, birisi ağustosböceği sanki... Birisi "La Fonten'den Masalları" birisi de, 2500 yıl önce Sun Wun tarafından yazılan "Savaş Sanatını" okuyor... Ve işte size masal, işte size gerçek... Kolbastı... Tadı kaçtı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.