Anadolu'da, 6 ay kardan yolları kapanıp mahsur kalan insanların durumu kimin umurunda?.. Yeter ki, İstanbul'a halel gelmesin... 3 parmak kar yağdı diye ortalığı velveleye veren yetkili, etkili kişiler, sadece insanları değil, kendilerini de kurtarmak için, inanılmaz masraflara katlanıyor... Kar olmayan yollarda bile, yol kenarlarında bekletilen dozerler, tuz yüklü arabalar, çekiciler... Tamam... Tedbiri elden bırakmayalım ama Hakkari, Siirt, Van gibi illerin 3 binden fazla köylerinde, hastalarını ulaşımsızlık yüzünden doktora götüremeyip kaybedenleri, açlıkla boğuşanları da bir dikkate alabilsek... Beşiktaş - G.Birliği maçında çalınan "3 düdük" de, İstanbul'a yağan 3 parmaklık kar gibi telaşlandırdı birilerini... Anında infâz, anında görüntü... Şimdi, beraberliği zor kurtarmış Beşiktaş, ayağa pas yapmada daha üstün Ankara ekibiyle, yağışsız, karsız bir havada yeniden karşılaşacak... 3 puanı çantada keklik gibi gören, tekrar kararının çıkmasıyla bayram yaşayan siyah - beyazlı ekip, aylardan beri MHK'ya karşı açtığı savaşın kazanılmasını, sahada alınacak puanlardan daha kârlı görüyor... Ona ne ki, G.Birliği'nin güme giden golünden... Ona ne ki, Kuddusi'nin anasına, karısına ağza alınmayacak aşağılık küfürlerin edilmesinden, koridorlarda yakasına yapışılıp, tekmeler savrulmasından... Ona ne ki... 5149 sayılı "Spor Müsabakalarında Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun" hem var, hem yok yine... Bu yasanın 15. maddesi şöyle der: "Spor kulübü başkan ve yöneticileri (...) yazılı ve görsel medyaya, kendi taraftarlarını kışkırtıcı, hakemleri, rakiplerini veya taraftarlarını tahrik edici veya aşağılayıcı şekilde beyan ve demeç veremezler." Verirlerse ne olur ? Onu da aynı yasanın 21. maddesi belirlemiş: "..... 15. maddeye aykırı biçimde beyanat veren teknik personel ve sporculara 5 milyar liradan 50 milyar liraya kadar idari para cezası, diğerleri için ise (yani başkan ve yöneticiler) ilk seferde 3 aydan 6 aya kadar spor müsabakalarını seyirden men ve 5 milyardan 30 milyara kadar idari para cezası, tekrarı halinde 6 aydan 1 yıla kadar men cezası ile birlikte, 10 milyar liradan, 50 milyara kadar idari para cezası verilir." Sezon başından beri MHK'yı ve bilhassa Muhittin Boşat'ı aşağılayan demeçlere imza atanlar, ellerini kollarını sallayarak, kaybedilmiş puanların, yanlış ve gereksiz transferlerden kaynaklandığını unutup, ortalığı yangın yerine çevirecek, bu yasa, konu mankeni gibi ortada duracak haa?.. Eski hakem hocaları, eski hakemler, hakemliği bırakıp satırı eline alanlarla birlikte tüm tribünlerin, sahada hayatları üçkağıtçılık olan bazı futbolcuların kandırma politikalarının hedefi olan hakemleri "recm" eder gibi yalnız bırakırsak, futbolumuzun bir gün batakhaneye düştüğünü görmez miyiz? Nedir bu hakemlerimizden alıp veremediğimiz? Günlerce, o maçı düşünüp, onunla yatan bir hakemi, sahaya çıktığında taciz edenler, konsantrasyonunu bozan tribünler mi suçlu, yoksa hakem mi? Onların ölmüş analarına, çocuklarına, karılarına ağzı açılmamış küfürlerle saldıracağız, her düdükleri için, görüntüleri defalarca oynatıp, hüküm vereceğiz, 15 yıllık geçmişlerini hiçe sayacağız, sonra da adil yönetim bekleyeceğiz hakemlerden... Yöneticilere dillerini yutturamayanlar, "eyvallah" çekenler... Koridorlarda, kimselerin görmediği alanlarda, köşeye sıkıştırıp, kolundaki dövmede "Beni ancak Tanrı yargılayabilir" yazanların boğazlamalarından koruyamayanlar... Hakemin, insanlığına, şahsiyetine saldıranlara "hallederiz" diye, bir de taviz verenler... Ayıptır, günahtır sizin yaptığınız... Kuddusi gibileri yok ederken, esas yok edilmesi gerekenleri de, aramızda dolaştırmayalım... "Kör atın, kör nalbantı" olmayınız "LÜTFEN!" Kar yağışını İstanbul'da tüm tedbirleri alarak bekleyen, tanesi düştüğünde üstüne hücum emri verenler, nasıl ki Anadolu'nun kar altında kalıp haritadan silinmiş insanlarının feryatlarını duymuyorsa, "piç" gibi ortada bıraktığımız hakemlerin kusurlarına da bazen göz yumalım biraz..... Ey sayın bakan, sayın federasyon... Türk futbolunu kurtarmak istiyorsak, önce hakemlere dil uzatan, onun her kararının görüntülerle tekrar edilmesini marifet sayanları durdurmak zorundasınız... Yoksa "3 büyükler mutlu olsun yeter" politikasının hep süreceğini düşünüyorsanız, bir gün bu ülkede futbol isyanı çıkar, haberiniz olsun... "LÜTFEN" sehpaya götürülen idamlıkları doğru seçelim...