Kriz kapıda...

A -
A +

Günlerdir her akşam bir büyüğümüzün maçını televizyondan izledik... Ali Sami Alkış'ın dediği gibi "Görüntü kirliliği" içindeki gecelerimiz, vücudumuzdaki su kaybına yol açan sıcak yetmiyormuş gibi, sinir ve keyif damarlarımızı da laçka etti... Teknik direktörlerin arayış ve çırpınış içinde, kafalarında oluşturdukları ama sahada asla göremedikleri şablonlar, Avrupa sınavı ve ligin başlamasına az bir zaman kala S.O.S. verdi... Daha şu ana kadar "Hazırız" diyen bir hocaya rastlamadık... Hepsi temkinli, hepsinin morali bozuk, hepsi endişe içinde... Bu da gösteriyor ki, Avrupa'da hüsran, ligde hayallerin yıkılacağı günler yakındır...  Türkiye'de burunlarından kıl aldırmayan "Büyükler" Avrupa'daki hazırlık maçlarında adeta kuzu gibiydiler... Siz düşünebiliyor musunuz ? Örneğin bir F.Bahçe'yi, kendisini izleme imkanı olmayan bir Zonguldak'a, bir Giresun'a davet edin bakalım... Yıldız Tilbe'nin "Kırk deresinden" su getirirler... Yok efendim "Sizin paranız az" "Sahanız güvenli değil..." "Programımız dolu" "Yolunuz uzak" Bunlar gibi daha nice bahaneler atılır ortaya... Ama hepimiz gördük... Almanya hazırlık kampında, burunlarından kıl aldırmayan o büyükler, en kalabalık 4 bin kişiye futbol oynadılar... Bazen bu sayı 500' ü bile geçmedi... Üstelik, semt sahalarında koştular çoğu zaman... Türkiye'de "Naz küpü" Almanya'da "Para lüpü" bu büyükler...  Bu işin ilmini yapanlar mutlaka daha iyi bileceklerdir... Yurtdışı kamplarının avantadan başka ne faydası vardır? Futbolculara gerekli yükleme yapılabildi mi ? Kondisyon tamam mı, takımın omurgası, iskeleti kuruldu mu? İdeal onbirler şekillendi mi ? Yoo... Teknik direktörlerin şikayetlerine bakarsanız, genelde bir amaca ulaşılamadı bu kamplarda... İkinci, üçüncü sınıf takımlar karşısında alınan galibiyetleri "Zafer" diye veren bazı gazete ve televizyonlar, kendilerine eğlence buldular o kadar... Şimdi dört gözle bekliyoruz... Bakalım yurtdışı kamplarının meyvalarını kim toplayacak? Türkiye'yi beğenmeyenler, Abant'ın, Uludağ'ın, Kızılcahamam'ın oksijenini ciğerlerine çekemeyenler, bakalım Türkiye Ligi'nde nasıl esecek ? Zaten 3 büyüklerin, nedense bu sene ortaklaşa hülle ve hile ile dağıttıkları Anadolu, onların yolunu merakla bekliyor... Görülmemiş protestolara, duyulmamış küfürlere ve isyanlara hazır olun...  Bir gerçeği sakın gözardı etmeyin... Bu sezon İstanbul-Anadolu dostluğuna dinamit konmuştur... Daha düne kadar, kuzu kuzu İstanbullular'a teslim olan "Anadolu zihniyeti" canları yanınca, bu sene zoraki kenetlendi ve tavır içine girdi... Hüllecilerin ise, aynı "Üçkağıtçı" yapıya sahip olmaları, yıllardır unuttukları ezeli dostluklarını akıllarına getirdi... Nasıl "Denize düşen, yılana sarılır" hesabı F.Bahçe, G.Saray, Beşiktaş, kibar ve nazik bir şekilde, birbirine dostluk gezilerine başladılar... Daha düne kadar, kasaturalar, döner bıçakları, taşlar, sopalarla saldıranlar, sarmaş dolaş oldular... Aslında harika bir şey... Ama... Anadolu'yu hülle ve hile ile dağıtıp, onları "İsyan" ettirdikten sonra... Baktılar ki papuç pahallı "Bari üçümüz dost olalım" dediler... Bu sezon, geçmiş yıllara oranla, daha elektrikli, daha ağzı bozuk, daha bir tribün isyanı olan lige hazır olun... "Anadolu isyanı" kapıda... "Futbol krizi" spor endeksini tehdit ediyor... Eden mi bulacak, yoksa bulan mı edecek Allah bilir...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.