Şanssızlığın yakasına yapıştığı takım Beşiktaş; dün İnönü Stadı'nda "Can derdindeki" G.Antepspor'u puansız bırakacakken, son dakikada yine eski hastalığına yakalanıp, 10 kişi kalmış rakibinden sıyrılamadı... Oysa oyun boyunca sadece iki pozisyon yakalayabilmiş G.Antep karşısında, kaybedilen iki puan, siyah-beyazlı takımın müzmin hastalığının bir eseriydi... Niang'ın siyah-beyazlı forma ile yeni seyircisiyle tanışması, kendisinden çok beklentilerin ışığında, istek ve hırs dolu olması, gönülleri erken fethetmek anlamını taşıdı... Niang, belki bir Almeida kadar faydalı olamadı ama klas bir futbolcu hüviyetini her haliyle belli etti... *** Karabük maçında, kendisine verilen forma fırsatını, ayağındaki topu LuaLua'ya kaptırarak kaçıran Ersan Gülüm, G.Antep'e attığı golle kendisini affettirdi... Karşılaşmanın ilk yarısında aksayan iki futbolcu vardı... Biri Holosko, diğeri Mehmek Akgün... Zaten maç boyunca da pozisyonlarını aynen korudu bu ikili... Varlıklarını hissettiremeyen bu futbolcuların açığını ise Veli, Olcay ve Fernandes kapatarak, en azından Beşiktaş'ın oyun kurgusunu aksatmadı... *** G.Antepspor, Bülent Uygun ile can simidini yakalamak için, tıpkı yüzme bilmediği için suya girip çırpınan "boğulma adayı" gibiydi... Son dakikada buldukları gol, kırmızı siyahlılar için hazine bulmuş kadar değerli oldu... Yalnız bazı şaşkın futbolcuları var... Mesela Kecojevic gibi... 67. dakikada Ekrem'in yerine oyuna girerken şortunu giymeyi unutacak kadar şaşkındı hem de... Binya'nın kırmızı kart görmesiyle 10 kişi kalan rakibi önünde Beşiktaş, Karabükspor maçını hatırlayarak "Acaba kalemde gol görür müyüm" endişesiyle ikinci yarıda oyun disiplininden koptu... Holosko'nun dağınıklığı; Olcay'ın ve Niang'ın kaçırdı goller nedeni ile 1-0'ı korumaya çalıştı... Ama yine beceremedi...