Kucak açtık, bekliyoruz..

Spor sayfalarının emekçilerinin çoğu, sadece maaşları ile aile çarkını döndürmek zorunda kalan kesimdir... Ama nedense onları, hep dışarıdan "para babası" olarak görürler... Aramızda çıtanın çok yükseğinde, refah içinde yaşayanımız var elbette... Onların sayısı, eleğin üzerindeki, bulgurun taşları kadar azdır... Geri kalan, evdeki mutfak, okuldaki tahsil, yoldaki benzin çarkını, öyle veya böyle döndürebilen kesimdir... Yani gazetecilik, başkasına cilalı, içindekine belalı bir meslektir... *** TSYD (Türkiye Spor Yazarları Derneği) İstanbul Şubesinin 2 yıl önce adım attığı, 2007 Haziran ayında da "start" verdiği bir ev edindirme projesi var... Bu projede, başta TSYD Genel Başkanı Esat Yılmaer, 2. Başkan Faik Gürses, Genel Sekreter Orhan Ertanhan, Asbaşkan İlyas Namoğlu'nun ilk imzaları bulunmaktadır... Daha sonra ihale, İstanbul Şubesi'nin üzerine kalmıştır... Ama üyelere bir söz verilmiştir bir kere... "Evi olmayan üyeleri SPOR CITY Projesi ile ev sahibi yapmak" tek düşüncemizdi... Sadece, arkadaşlarımıza değil tabii... Spora gönül vermiş herkese açıktı kapımız... Kim mi aramızdaki renkli kişiler? Üç büyüklerin yıldız futbolcuları... Futbolu bırakmış şöhretler... Spor teşkilatının etkili ve yetkili kişileri... Spor medyasının renkli isimleri... Ve onların dostları... Hepsi SPOR CITY'li şimdi... HHH Bunlar, buz dağının su üstündeki bölümleri... Ya sıkıntılar? İşte orada, spor basının içindeki bazı dar kafalıların çekememezliği ve kıskançlıkları ile baltalanmaya çalışılan bu güzel ve anlamlı yatırım, sekteye uğratılmak uğruna, karalanmakta ve yanlış bilgilerle zihinler çelinmektedir... Üstelik bunları yapanlar, bir zamanlar yola beraber çıktığımız isimlerden olunca, insanın üzüntüsü bir kat daha artıyor... Birkaç örnek vermek gerekirse... Mesela, büyük gazetelerimizden birisi, SPOR CITY projesini iki sayfaya yakın tanıtırken "Spor yazarları, TOKİ'ye meydan okuyor" gibi bir de esprili başlık atmıştı... Çünkü metrekaresi bu kadar ucuz, mükemmel olacak bir site, İstanbul'un en güzel yerinde bile zor bulunacak fırsattı... Ama o gazetede çalışan, bu işe bizimle beraber girmiş bir arkadaşımız, kıskançlık krizlerine tutularak, bu işe gönül verenlere darbe vurmak adına, gazetenin en üst makamına "Projenin Spor Yazarları ile ilgisi yoktur, bu haber yanlış bilgi sonucu yazdırılmıştır" gibisinden iftira çamuru atmayı kendine göre marifet saymıştır... *** Şimdi soruyoruz... Bu proje hazırlanırken, derneğimizin en üst yönetimindekiler, bizimle beraber değiller miydi? Şişli Belediye Başkanı Sarıgül'e, Beylikdüzü Belediye Başkanı Vehbi Orakçı'ya defalarca birlikte gidilmedi mi? Spor Bakanı Mehmet Ali Şahin, Gençlik Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay'la TSYD'nin en üst yöneticileri beraber görüşmedi mi? İstanbul'daki arsa arayışlarında, bu gün bu güzel projeye kara leke sürmek isteyen yönetici bizimle beraber katılmadı mı? Bütün bu imeceler oluyor, sonra da karşımıza teşekkürle çıkılacağına, çamurla çıkılıyor... Gidin işinize yahu... Kim olduklarını yakında öğreneceksiniz... Onların, saklanacak yerleri, bundan böyle, TSYD Tesislerinin dışında olacaktır artık... TSYD İstanbul Şubesinin 5 yöneticisinin ve spor camiamızın, başta Ali Sami Alkış olmak üzere, en popüler isimlerinin kenetlenerek hayata geçirdikleri SPOR CITY için artık yolun sonuna gelinmişken, hâlâ daha çatlak seslerin, insan içine çıkmaları, bizlerin tek üzüntüsüdür... İşte spor medyası böyle bir yer... Güzelliklerin, kalitenin, muhteşem insanların yanında, çürük yumurtalar da ararsanız, az da olsa bulursunuz... NOT 1: Daha detaylı tüm bilgileri www.sporcity.com sitemizde bulabilirsiniz... NOT 2: TSYD'nin Maçka Tesislerinde, her pazar minyatür futbol karşılaşması yapardık... Bunlardan birinde, daha yere değmemiş sıfır topumuzu, daha ilk vuruşunda Dolmabahçe Sarayı'na gönderen sevgili dostumuz Kazım Kanat, keşke önünde daha uzun yıllar olsaydı da, yüzlerce topumuzu Dolmabahçe'ye gönderseydi... Nur içinde yat değerli meslektaş... Allah sabır versin, Sevinç hanım ve Mesut kardeş...