Kucaklanacak adamlar

A -
A +

Beşiktaş'ı dün gece Britannia Stadı'nda bambaşka bir kimlikle mücadele ederken görmek, sadece siyah-beyazlı taraftarları değil, Türk sporseverinin de zevk aldığı bir gurur gecesiydi sanki... Sonuç hiç önemli değil... Koşmayan, mücadele etmeyen, yardımlaşmaya gelmeyen yoktu... Necip'in orta sahadaki, her rakip atağında uzattığı ayakları, kafası, bir kahramanlık destanı gibi gecenin anlatılacak hatıralarındandı... Hele bu zamana kadar Carvalhal'in üzerini çizdiği Hilbert'i bir görmeliydiniz... Golü harikaydı; sağ kanatta tek kalmasına rağmen, hücuma büyük destek vermesi, savunma anlayışında Stoke City ataklarına kendi alanında izin vermeyen cengaverliğiyle, Beşiktaş'ın en iyilerinden birisiydi o... Quaresma'ya bazen bencilliği yüzünden kızsak da, onu öyle kabul etmek zorundayız... Çünkü top ona, gerçekten çok yakışıyor... Bazen trivelası, bazen kaleyi dikine yoklaması, bazen iki zarif çalımı, Quaresma'ya tam kızacakken, sinirimizi alan pozlar oldu hep... Ama Beşiktaş'ta bir adam var ki, onun için iyi tek kelime edemeyeceğiz... O da Edu... Eğer Edu'dan gol bekleyecekse bu Beşiktaş, o zaman Carvalhal'e şöyle deriz biz de: "Ölme eşeğim ölme, yaz gelsin de yonca bitsin!" Sadece, Delap'ın mermi gibi taç atışlarıyla, Craouch'un 2 metrenin üzerindeki boyu ile gol arayan Stoke City, Liverpool ve Man.United maçlarındaki havasıyla Beşiktaş'ı çok kolay alt edeceğini zannetti ama dün geceki Beşiktaş'ı, Sivok'un lüzumsuz penaltısı olmasa zor teslim alırdı... İŞTE TARAFTAR BU Stoke City taraftarları dün gece "Ağzı açık ayran budalası" gibi, Britannia Stadı'nı İnönü'ye çeviren, Beşiktaş'ı yalnız bırakmayan sporseverleri hayranlıkla izledi... İstanbul'a da bekleriz efendim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.