Hem Beşiktaş, hem Ankaraspor, bu ligin, hücumu en fazla seven, futbolu asla çirkinleştirmeyen iki takımı... Onların bu arzulu anlayışına, önce sirke, sonra limon, daha sonrada bir avuç tuz dökercesine, nefis bir yemeği zehir eden aşçı gibi, dünün tek bir suçlusu vardı... O da sivri akıllı birisiydi muhakkak... İnönü Stadı'nın zeminine kamyon kamyon kum döktüren zihniyet, aklı sıra çimleri koruma adına, dün futbolun içine ederek, iki takımın hızını kesti, futbol zevklerini perişan etti... *** Mevsim kış mevsimi... Ama sanki baharın en güzel günlerinden birisini yaşıyorduk adeta... Geçen hafta F.Bahçe'ye, bir kısım medyanın "korkaklık" bir kısmının da "cesaret" yakıştırması yakıştırdığı Denizli, seyircisine, bir özür borcu olduğunu biliyordu... Tek çare kazanmaktı... Tek çare, oynanan futbolun karşılığını gollerle almaktı... Ama 20. dakikada işler ters gitmeye başladı... Sivok'un takibindeki Neca, elini kolunu sallaya sallaya, Rüştü'nün gol yeme hastalığını değerlendirirken, taraftarın başından aşağı adeta kaynar sular döküldü... *** Bir terslik vardı bu işte... İşte o terslik, sahayı, bu güzelim havada sanki su kümelerinin futbola izin vermemesi gibi bir çirkin görüntüye sokan "kum dökme" yanlışıydı... Topun ve futbolcunun süratini kesen zeminin azizliğine de, nedense hep Beşiktaş uğruyordu... Oysa aynı şartlarda Ankaraspor'un dinamizmi, tüm hızıyla devam ediyordu... Rüştü, yediği hatalı golün ardından 3 tane de inanılmaz kurtarışla kendini affettirmese, ilk yarı Ankaraspor hanesine çok daha fazla gol yazılacaktı... Devre biterken gelen Zapotocny'nin golü, sadece beraberliği değil, morali de beraberinde getirmişti... *** Ama Beşiktaş'ın tek rakibi yoktu ki sahada... Hadi Ankaraspor neyse ama bir de Sivok vardı, siyah - beyazlıların belalısı... Hani ilk golde, Neca'ya "Buyur buradan vur" diyen Sivok... Daha ikinci yarının başında öyle bi terslik yaptı ki... Rüştü neye uğradığını şaşırdı... Bu da yetmedi "uçan tekme" ile de bir gaddarlığa imza atarak, takımını 10 kişi bıraktı... Bir yıldız futbolcu, bu güne kadar kendi kalecisini, belki de böylesine net, temiz ve güzel (!) avlamamıştır... "Beraberliği galibiyete çevireyim" derken Beşiktaş'ın başına gelene bakın siz... 6-1 bitecek maç 3-1 bitti. Kalan dakikalar, siyah- beyazlıların çaresiz çırpınışları içinde bir bir tükendi... Hem Denizli'nin, hem Beşiktaş'ın kredi notu "sıfıra" inerken "cicim ayları" da sona ermiş oldu... Buyurun buradan yiyin şimdi...