Malkara - Keşan hoppala paşam

Avrupa'nın 16 dev takımından birisi olan G.Saray, dün gece Bursa'da adeta bir cüceydi... Ayaklarında derman, kafalarında puan düşüncesi yoktu... "Hani kim girerse farketmez" dediğimiz kadro, dün İzmit pişmaniyesi gibi tel tel döküldü, Bursa kestanesi gibi tam yenilir lokma oldu... Avrupalılar'ın bile kalesine zor yaklaştığı pozisyon bulamadığı gururumuz, Bursaspor karşısında eridi, bitti, rezil oldu ve elindeki yenilmezlik unvanını çimene serdi... *** Kulübedekilerin yarısının sakat olduğu bir takım, üstelik deplasmanda, üstelik ağır sahada hem yenilmezliğini, hem liderliğini korumak mecburiyetindeydi... Lucescu ilk 11'de Faruk ve Horvath'ı PSV kadrosuna monte ederken, Hasan Şaş ve Serkan'ı yanında oturtmuştu... Genç Faruk dalga dalga gelen Bursaspor atakları karşısında yalpalayan bir sandal gibiydi... Defansta Fleurquin ilk defa yeni yerini yadırgadı, hatalar yaptı... Demek ki; hava hakimiyeti ve rakibin önüne kamikaze gibi atlayan Emre'siz Fleurquin asla güven vermiyor... *** Son haftalarda büyük bir çıkış yakalamış Bursaspor, Avrupa patentli G.Saray karşısında çok diri ve hırslı başladı oyuna... Hiç ummadıkları bir anda Ergün'ün lüzumsuz faulü ve Sergen'in barajdaki tedirginliği sayesinde, kazandıkları gol ev sahibi takıma doping tesiri yaptı... Rakibin morali bozuldu.. Oyun anlayışı, yardımlaşması darmadağın oldu... Bursaspor fırsat mı fırsat deyip, bu defa da Fleurquin hatasından ikinci golü de bulunca; derin bir oh çekti... İkinci yarıda en azından dengeyi kurar diye beklediğimiz G.Saray'da işler yine iyi gitmedi... Girenler, sahadakilere uydu... Ümit Karan bu takıma yakışmaz tavır ve hoşaf bulaşığı kadar bile olmayan futbolu, Ergün'ün, Arif'in, Suat'ın inanılmaz derecedeki kötü oyunları G.Saray'ın havasını da, yenilmezliğini de aldı götürdü... Bir takım 3 günde bu kadar mı değişir? Bir takımı övgüler, alkışlar bu kadar mı şımartır? Malkara - Keşan... Hoppala paşam...