Medeniyet çatışması!

A -
A +

Medeniyet, insanlıktır... İnsanlara, insan gibi muamele etmektir... Büyüğü sayıp, küçüklere örnek olmaktır... Medeniyet, bir insanlık portresidir... Kolay görülse de, medeniyet, kapısından adım atıldığında, herkesin başaracağı bir güzellik değildir... Medeni olmak ve medeniyetle iç içe yaşamak zordur... *** Kimisi, medeniyeti "Kültürün, maddi alanda ortaya çıkışıdır" diye yorumlar... Kimisi, ise "Medeniyet, kültür imal eden bir fabrikadır" der... Ama bir gerçek var ki; medeniyet, milletler arası ortak değerler seviyesine yükselen anlayış ve davranış biçimidir... "Medeni" insanla "medeni olamamış" insan kavramının son günlerde çok konuşulması ve sporumuzun içine girmesi, bizim sporseverimizle, bizim spor anlayışımızla, Avrupalı'nın karşılaştırılmasını teraziye çıkarmıştır... Medeni olanları medeniyetsiz görmek, bizim medeni olduğumuzun göstergesi değil, bir kıskançlığın ve yakalanamamış bir kültür ezikliğinin belirtisidir... Sebep ne olursa olsun, gerçekleri gözardı edip, birilerini karalarken, onlara "medeniyetsiz" damgasını vurmak, herkesin harcı değildir... *** İsviçre'de Fatih Terim'in ülke basının manşetlerinde büyük puntolarla yer bulan "Ben bunları medeni bilirdim... Meğer değillermiş" kanaatinin ifade şekli, bir ülkeyi derinden yaralamıştır... Bu ülke İsviçre'dir... Medeniyetin göbeğindeki bir Avrupalı... İnsanlarının davranışlarına, hayat ve yaşam felsefelerine, dürüstlüklerine hayran hayran baktığımız İsviçreliler'i karalamak, iki cümleyle, bu kadar basit olmamalıydı... Kaldırımları sadece 5 santim yükseklikte olmasına rağmen tek bir arabanın tecavüz etmediği, yayaya tramvayın, otobüsün, taksilerin sonsuz saygı gösterdiği bir ülkeyi, medeniyetsizlikle suçlamak, asıl suçtur... Hiç bir kontrol mekanizması olmadığı halde, her durağa gelişleri dakika şaşmayan, toplu taşıma araçlarına biletsiz binmeyen bir ülke medeni olmamakla suçlanamaz... *** İsviçreliler, Avrupa Birliği'nin kendilerine bir artı getirisi olmadığını düşündüklerinden ve kendilerinden daha medeni bir anlayış olamayacağına inandıklarından, bugün dünyanın en saygın ülkesi olarak gösterilmektedir... Ama biz bu ülkeyi, iki basit sözle incitip, Türk insanını galeyana getirme ustalığı ile, aşağılamayı marifet saydık... Pasaport kontrolünde eziyet çektirip, onların futbollarını engellemek, gollerini önlemek istemek, medeniyetse; tuuuhhh böyle medeniyetin içine... Bir avuç kiralık çapulcunun eline yumurta, ayran kutusu verip, bunları misafir takım otobüsünün camında omlet yapmak, yaptırmak medeniyetse; tuuhhh böyle medeniyetin içine.... Mağlubiyetin faturasını, en çok 100 kişinin protesto ettiği İstiklal Marşımız'ı "dinletmedi" diye tüm İsviçreliler'e kesmek, bir ülkeyi "zan" altında bırakmak, medeniyetse; tuuh böyle medeniyetin içine... Basın toplantısına gelip, görevlinin "İçeride Khun konuşuyor, sizi bir kaç dakika bekleteceğim" demesini "Hocamızı konuşturmadılar" çarpıtmasıyla, bir milli terbiyesizliğe dönüştürmek medeniyetse, tuuhh böyle medeniyetin içine... *** Medeniyet madem ki bir fabrika, kültür de onun ürettiği malzemeyse, biz bu üretimden hiç faydalanmamışız demek ki... Oysa yeryüzünde, kültürden faydalanmayanlar, sadece hayvanlardır... Milattan önce, yuva yapan kuş, petek üretip bal yapan arı ile, çağımızdaki kuş ve arıların farkı var mıdır? Çünkü hayvanların, kültürü yoktur ki... Ama insan, tarih öncesinde mağalarda yaşarken, zamanımızda en modern binalarda barınmaktadır... İşte kültür budur... Eğer biz bugün, medeniyetin göbeğindeki kişileri, kültür düzeyleri en üst seviyedeki bir ülkeyi "Medeni biliyorduk, meğer değillermiş" gibi basit karalamalar içine çekersek, bunun adı hedef saptırma ve güzelliklere erişememenin ezikliği olarak değerlendirilir... *** Bu sevimsiz yazıyı bir tebessümle noktalayalım: Bir İngiliz, bir Fransız ve bir Türk gümrükten geçmek için bekilyormuş... Önce İngiliz açmış bavulunu... İçinde 7 tane don... Polis sormuş... Hayrola... İngiliz "Haftanın 7 günü var ya, hepsi için birer tane... Başlamış saymaya... Pazartesi, salı, çarşamba... Polis, ne medeni insan diye iç geçirmiş... Sıra gelmiş Fransız'a... Onun bavulunda ise 8 tane don... Polis, sormuş... Ne iştir... Pazartesi, salı, çarşamba... Haftanın 7 günü için birer tane, bir tane de, ne olur ne olmaz yedek... Polis,vay be, bu ne medeniyet diye söylenmiş yine... Sıra gelmiş bizim Temel'e... Onun bavulu açılmış, içinde 12 tane don... Polis hayretler içinde vay be, bizim ki daha da medeniymiş diye düşünürken Temel neden 12 sorusuna basmış cevabı... Ocak, Şubat, Mart..." NOT: Bu yazı, Türkiye - İsviçre rövanş maçından önce yazılmıştır... Sonuç ne olursa olsun, medeniyet konusundaki düşüncelerimizde asla bir sapma olmayacaktır...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.