Kimse, başka birisinin ceza almasından, parmaklıklar arkasına düşmesinden mutlu olmaz... Bir şartla tabii... Katilleri, hırsızları, tecavüzcüleri "kader mahkumu" sınıfının dışında tutuyorum... Ama bilerek veya hile ile başkalarının haklarını yiyen, üzerinde "kul hakkı" damgasını taşıyanlar da, acınacak insanlar değildir tabii... Türkiye'de, 3 Temmuz sürecinden itibaren, herkesin savcı, yargıç ve avukat olduğunu biliyoruz... Suçlananların hiçbirisi "Yoğurdum ekşi" demedi ki... Biz onlara inandık genelde... Ama adalet denilen bir müessese de, kendine göre bazı cezalar kesti... Kitap öyle emrediyordu çünkü... İş kapanmış değil henüz... Futboldaki adalet duygularının da, günümüz şartlarında pek de adaletli işlemediğini hepimiz biliyoruz... "Çifte standardı" geçtik; üçlü, dörtlü standartlarla karşı karşıyayız... G.Saray'da, Engin Baytar'ın, Cüneyt Çakır'a yaptığı hareket nedeni ile 11 maç ceza almasını az bile bulanlardan biriyim... Meireles için, on binlerce insanın önüne attığımız, milyonlarca televizyon izleyicisinin hedefi haline getirdiğimiz hakemlerimizi korumak adına verilen 11 maçlık ceza ibret olmalıydı herkese... Ama Meireles olayı, spordaki tüm adalet duygularımızı alıp götürdü... İşe, F.Bahçe, G.Saray veya başka bir takım açısından bakmıyoruz... Bir yabancı futbolcu, hakeme tükürüyor veya tükürür gibi yapıp, birkaç damla sıvının Halis Özkahya'nın suratına veya formasına geldiği için rapor ediliyor... Bununla da kalmayan Portekizli futbolcu eliyle, Türkiye'de cinayet sebebi olacak hareketi üst üste defalarca yaparak ve söylenerek hakemi milyonlarca çift göz önünde küçük düşürüyor... Sonra iş Tahkim Kurulu'ndan dönüyor... 11 maç, iniyor 4 maça... Yani tükürük yok diye 7 maçlık bir damping... Beyler, ey Tahkim Kurulu'nun değerli üyeleri; Futbol Federasyonu'nun saygıdeğer yöneticileri; ey Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'nun (PFDK) sadece raporlara bakıp, kendi kanaatlerini cezaya yansıtamayan kişileri; Türkiye'de kitabın yazdığından çok, vicdani kararların adalet kokması gerekmiyor mu? F.Bahçeli yöneticilerin Federasyona giderek, gövde gösterisinde bulunmaları, bundan böyle başka cezalarda, başka kulüplerin de aynı yolu denemelerine ve ağız dalaşına yol olacaktır... Meireles, çok iyi bir futbolcu olabilir... Hayatında hiç kırmızı kart görmemiş de olabilir... Ama Meireles, Türkiye'de asla kabul edilemeyecek bir edepsiz hareketin temsilcisi olmuştur... Bunun için de saygısını kaybetmiştir... Meireles, F.Bahçe için de bulunmaz "Hint Kumaşı" değildir... Onun adına bu kadar seferberlik yapanlar, bir hakemin şerefli ve zahmetli 10 yılının bozuk para gibi harcanmasını hiçe saymışlardır... Şimdi tepe tepe Meireles'i kullanalım... Ama yaşarken "Fatiha" okuduğumuz Halis Özkahya'nın "kul hakkını" kim ödeyecek peki? >> 50. Yıl Semineri Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin (TSYD) geçtiğimiz hafta Türkiye'nin en klas mekanlarından biri olan Belek'teki Gloria Golf Resorts'da gerçekleştirilen 50. Yıl Semineri, seçkin konuklar ve katılımcılarla, unutulmaz bir anı olarak zihinlerimizde yerini aldı... Belki tarihinde ilk defa Bakan konumundaki eksikliğine rağmen, çok renkli ve kaliteli geçen seminerin bizi üzen tek yanı, Trabzonspor Başkanı Sadri Şener'in söz verdiği halde, son ana kadar bekletip, bizim gözlerimizi yolda bırakmasıydı... Olsun, canı sağolsun... Ricamızı kırmayıp bize koşan, Kültür Bakan Yardımcısı, Gençlik Spor Genel Müdürü, Antalya Vali Yardımcısı, Belediye Başkanı, Futbol Federasyonu Başkan Yardımcısı, Basın İlan Kurumu Genel Müdürü, kulüp başkanları, federasyon başkanları, teknik direktörler, FIFA Hakemleri, duayenler, olimpiyat şampiyonları, TMOK Başkanı, internet gazeteciliğinin öncüleri, genç, tecrübeli basının tüm emekçileri ve de bizlere inanılmaz bir misafirperverlik gösteren Gloria Hotels & Resorts Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Nuri Özaltın ve tüm yönetici ile çalışanlarına sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz... TSYD'ye değer verdikleri için... Bu kurumu dikkate aldıkları için... Sağolsunlar... >> 2013 yılının, Türkiye ailesine ve tüm insanlığa sağlık, şans ve mutluluk getirmesini dilerim. N.A.