Milli forma piyangosu!

A -
A +

Herkesin bildiğini düşünmek istemeyenler, farklılıklarını kanıtlamak için, çoğu zaman etrafını sağa sola yatır... Kendilerini, bir başka aynada görmeleri, rahatsızlığı çevresine yayma mantığı, onların üstün bir düşünceye sahip olduğunun kanıtı değildir... Ama onlar öyle zannederler... Sadece en iyiyi bilir, en doğruyu yaparlar! Tabii kendi kafalarının işareti doğrultusunda... *** Bu ülkede, teknik adam kolay kolay yetişmiyor... Yetişenler de fazla yaşatılmamak için, mezar kazıcıların ellerine bırakılıyor... Bir gün bakmışsınız, toprak üzerlerine atılmış, Fatiha okunuyor... En son örnek Ertuğrul Sağlam buna... Çok erken geldiği Beşiktaş camiasında, kısa vadede kendine göre doğru işler yaptı... Ama geniş kadronun ve daha önceki yıldızların kıymetini bilemedi... Bir isimsiz Avrupalıya elenince, artık onun yolu, Beşiktaş'la kesişmiyordu... Sağlam'ın pek inatçılıkla bağdaşmayan ama kafasına göre takıldığı bir şablonun dışına çıkamadığı gerçeği, nedense spor basınında kabul görmeyen bir yanlışlık oldu... Ona, basının bir kısmı "Yapma, etme" dedi... Bir kısmı "Yanlışından çabuk dön" diye uyarıda bulundu... Ve bir kısmı da "Böyle giderse, Beşiktaş'ta ömrün uzun olmaz" ikazında bulundu... Kim haklı, işte ortada... *** Kadro yanlışlığı konusunda, Ertuğrul Sağlam'ı solda sıfır bırakan başka biri var ki; yine bir milli maç öncesinde, futbol kamuoyuna aparkat, kroşe gibi ağır yumruklar vururcasına sersemletti hepimizi... Hep yapıyordu da, bu defa "acaba" diye içimizden geçiriyorduk... "Değişmiştir" diye kanaat belirtirken, o yine klasik yanıltma taktiklerini denedi... Saplantı mıydı, inat mıydı, yoksa çokbilmişlik mi? Fatih Terim, bir milli kadro açıkladı ki, daha önce defalarca yuttuğumuz küçük dilimiz, bir defa daha boğazımıza kaçtı... Beşiktaş'ı oynadığı her maçta yakan, sakat Gökhan Zan... G.Saray'ın, sezon başından beri en formsuz adamı Servet, sakat Hakan Balta, Sabri ... Arada bir oynayan Aydın... Trabzon'un ilk on birinde pek görülmeyen Ceyhun... Formsuz golcü Gökhan... Terim'in, Emre Bölezoğlu'ndan sonra vazgeçemediği "Onu ben buldum" diye böbürlendiği İbrahim Kaş... Yine, Emre ile otobüste kavga ettiği gerekçesiyle, daha önce gözünün yaşına bakılmadan gönderilen Gökdeniz... Ve de, Beşiktaş'ın ilk on birinde hiç oynamadan kampa çağırılan Batuhan... *** Tabii ki, niyetimiz Terim ile teknik konularda yarışmak değil... Ama şu Batuhan'ın milli takıma seçilme nedenini bize bir açıklasa... Siyah-beyazlı takımın Hacettepe karşılaşmasında onu gördüğümüzde, bunun bir "Fatih Terim ricası" olduğunu anlamayan yoktu ki... Hani daha önce, bu filmi İbrahim Kaş olayında da görmüştük biz... Her ne kadar erken gelişme gösterse de, Batuhan, çocukluğunun verdiği şımarıklıktan ve davranış yanlışlıklarından kurtulamamış bir çocuk... Ama Terim onu, günahı ve sevabıyla milli takıma çağırıyor... Anadolu'nun şahlanış gösterdiği bu sezon, Terim, yeni isimler peşinde koşmaktansa, takımlarında süper oynayan isimler yerine, oynamayan yedekleri milli takıma çağırıp, bizlere alkışlatmaya çalışıyor... Henüz anlamış değiliz ama bizleri, dalga geçiyormuşçasına bir his kaplıyor... *** Basına kol hareketiyle, tarihinin en büyük ayıbını yapan birisini ay -yıldızlı takımın kaptanlığına yükselten Terim, yine bize inat, belki de, tarihimizin, milli olmayı hak etmeyen bir kadrosu ile başarı yakalamak istiyor... Basından kaçırıyor onları, köşe bucak... Bu milli takım hepimizin... Futboldan az çok anlayan herkesin gördüğü başarılı futbolcuları küstüren, onlara milli takım yolunu kapatan, buna karşılık, takımlarında oynamayan ve sakatlıkları müzmin hale gelmişlerle başarı elde etmeye çalışan bir hocanın, hak edene değil, inandığına forma verme inadı, göreceksiniz, çok yakın zamanda, bu Türkiye'ye pahalıyla patlayacak... Tuttuğu topu elinden kaçıran, dünyanın en iyi kalecilerinden Cech'i her zaman bulamayacağımız gerçeğini unutmamak lâzım... Terim, farklı düşünebilir... Ama milli formayı, hakkaniyet ölçülerinde vereceği isimleri de adaletli seçmelidir... Çünkü o, kendisine göre değil, Türkiye için karar veren seçicidir... Terim, ay -yıldızlı formayı giymek için hayal kuranların rüyalarını, bu kadar kolay yıkmayacak kadar da, adaletli olması gereken kişidir... Milli formayı, piyango ikramiyesi gibi, göstermeye ise, hiç hakkı yoktur...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.