Ne de olsa G.Saray

İtalya'dan morali bozuk, canı sıkılmış ve geleceği endişe yüklü dönen G.Saray'ın hiçbir sıkıntı duymadığı bir geceydi dün... Öyle ki, defansına koyacağı adam bile bulamamışken... Kalecisinin sakatlığına rağmen... Orta sahasının eksikliğini dert etmeden... İşte G.Saray'ın mayasında bulunan "kalan sağlarla devam" anlayışı zor gibi gözüken bir maçtan başı dik çıkmasını sağlayan tek faktördü... *** Fleurquin'den libero üreten Lucescu, orta sahada Hasan Şaş'a inanılmaz bir görev yüklemişti... Hasan top hücumdayken, forvetini itici güç olarak ateşledi. Top rakipteyken de, öncelikle Gökdeniz'i amansız takip ve kovalamaya aldı... G.Saray'a geldiği günden beri, yedek kulübesinde adeta pas tutan Ayhan, dün takımının en iyilerinin başında geliyordu... Lucescu onu sanki eklem yerlerine sürdüğü yağ ve gazla sahaya sürürken, Ayhan bu şansını mükemmel kullandı... Ergün'ün de sakat arkadaşları adına daha bir görev anlayışı içinde olması da eklenince, G.Saray eski derli toplu görünüşünden fazla bir şey kaybetmedi... *** Trabzon "Olmak veya olmamak" anlayışı ve futbolcularına aşırı galibiyet motivesi ile adeta pranga vurmuştu... Bordo-mavililer karşılarındaki takımı G.Saray değil, Karamürsel sepeti sanıp, bilinçsizce saldırınca defanslarında inanılmaz açıklar verdi... Öyle ki; sahanın en kötülerinden Arif'e bile sayı buldururken, ona mutluluğu paket içinde sundu... Kaleci Metin Aktaş'ın ikinci goldeki topu dışarı yerine, içeri atması Trabzonspor'un son şansını adeta alıp götürdü... Tembel bir Zafer, hem futbolları, hem dilleri uyumsuzluk gösteren Brezilyalılar ile Trabzonspor geceyi zaten mutlu kapatamazdı... *** Hep F.Bahçe'nin oynamadan kazanılan 3 puanlarını gündeme getirdik... İşte bazen G.Saray da rakibini dün gece olduğu gibi örnek alıyor... Havalara girmiş Bülent Akın ve Ankaralı artist Ümit Karan'a rağmen, bu takım Trabzonspor önünde galip geliyorsa, helâl olsun... Trabzonspor'a futbolunun değil, adının yettiği G.Saray'ın Salı günü PSV önünde işi böylesine rast gitmeyebilir. .. Bizden uyarması...