Ne ekersen onu biçersin

Çorbanın tadı nasıl bozulur? Aşçıdan başkaları da işe burnunu sokarsa tabii... Birisi tuz, birisi baharat, birisi yağ katmaya kalkarsa, ortaya çıkacak çorbayı içebilene aşkolsun... Yaşantımızda da, yetki ve etki meselesi çorbadan farklı bir şey değil... Birileri yetkisini, birileri de etkisini bilecek... Kimsenin boyundan büyük işlere kalkışmasına çanak tutulmamalı ki, düzen sağlıklı işlesin...  F.Bahçe'de 5.5 yıldır neden işlerin sağlıklı gitmediğini araştırmaya gerek yok... Bu kulüpte herkes aşçı, herkes yetkili... Ve bu 5.5 yılda, ezeli rakip G.Saray'ın şampiyonluğuna 4 defa alkış tutulmuşsa, bunun altında yatan gerçekleri iyice araştırmak gerekir... Bu zaman zarfında eğer 7 teknik direktörün işine son verilmişse başka söze ne hacet... F.Bahçe'de yıllardır kaynayan kazanın altı hiç odunsuz bırakılmadı... Bazen bir yönetici çıkar boş konuşur, ortalık sallanır. Bazen başkan asıp keser, sözde ortalık durulur... Parayı verenin egemen olduğu bir kulüpte, teknik direktörlerin borusu nedense fazla ötmez... Onların boyunlarında davul vardır ama tokmak başkandadır... Dilediği makamda çalar, dilediği zaman da davulu patlatır... Son Ortega - Lorant olayı gösterdi ki, F.Bahçe'de bazı nasırlar, asla iyileşmemesi için koparılmaya devam ediliyor...  Gittiği bütün takımlarda problem olan, huzursuzluk çıkaran, kendini hep dev aynasında gören "Bücür Arjantinli" şimdi F.Bahçe'de de sazı eline aldı... İki çalımı ile tribünlerin sevgisini kazanan Ortega, arkasındaki bu gücün de desteğini bilerek kulüpte "Kraldan çok kralcı" geçinmeye devam ediyor... Kendisinin olmadığı maçların kazanılmasının sinirliliği ile hocasının üzerine yürüyor, bağırıyor ve hatta sandalye atmaya çalışıyor... Olayın hemen duyulmasının ardından, yönetimin bu futbolcuya, Lorant'ı dinlemeden sahip çıkmaya çalışması ise resmen basiretsizliktir... Hafta arasında üç idmana çıkmamış bir futbolcunun, maçta oynayıp oynamayacağına Lorant'tan başka kim karar verebilir ki? Ama F.Bahçe'nin puanlarından çok, hasılatın düşünülmesi, ne yazık ki başkanı tek taraflı olmaya zorlamaktadır... Şampiyon takımın başından Mustafa Denizli'yi kovan bu yönetim, şimdi de Lorant'ı kovmak için tezgâh ayarlıyor... Lorant'ı ister beğenin, ister beğenmeyin; bir gerçek var ki, bu Alman bildiğini, inandığını yüzde yüz olmasa da, en azından müdahale şartlarında yapmak zorunda kaldığından tebrik edilmeye lâyıktır...  Zirvede en şanslı şampiyon adaylarından biri olan F.Bahçe, eğer bu sene de şampiyonluğu kaybederse kimse Lorant'ı topa tutmasın... Çünkü, bir zamanlar Valencia Başkanı'na da "Ya Reineri, ya ben" diye rest çekip, poposuna tekme vurulan Ortega'ya, verdikleri parayı başka türlü çıkartmaya çalışan yönetimin yanlış tavırları, bu takıma destek değil köstek olmaktadır... Oğuz Çetin'i "Demoklesin Kılıcı" gibi Alman hocanın başında tutmaya çalışmak da, bir yönetim oyunudur... Gece kulüplerinden çıkmayanlarla, bu takıma profesyonelce hizmet etmeye çalışanlar arasındaki fiyat uçurumunu kapatmayan da yönetimdir... Ortega'ya imza attırıldığı gün onu "Laila'ya" götüren de F.Bahçe yöneticisidir... Şimdi de "Sen merak etme, göstermelik ceza ile işini halledip, Lorant'ın biletini keseceğiz" diyerek, ipleri Ortega'nın eline veren de bu F.Bahçe yönetimidir... Tribün amigolarını besleyip, onları kanlandırdıktan sonra, emniyetin temizlik operasyonu sonucu, onları tanımayan da bu yönetimdir...  Bütün bunlar olurken, adam gibi bir futbol oynayan, rakibi evirip çevirip deviren bir F.Bahçe beklemek ne derece doğrudur? Bu takımda torpillilerin bolluğunda, forma bulanları gerçekten kutlamak gerekir... Bu takımda eğer, Ortega gibi asi, huzursuz, "En büyük benim" diyen, gittiği her takımdan kovulan, 20 milyon dolar akıtılan bir futbolcu, baştacı edilirse, mutluluk öyle kolay kolay gelmez... Yönetim, önce adaletli olacak, futbolcu sınıflandırmasını ortadan kaldıracak, sonra da huzur ve başarı beklemesini bilecek... Çünkü bu alemde "Ne ekersen, onu biçersin"