Mustafa Denizli ile ilk İnönü imtihanına çıkan Beşiktaş, gol kaçırma yarışına girdiği karşılaşmada, fileleri golle değil, sevenlerinin yüreklerini futbolla doldurdu... Bir takım, üstelik Sivasspor gibi Anadolu'nun en güçlü ekibi karşısında bu kadar pozisyon buluyorsa, skoru kenara bırakın, alkışı sonuna kadar hak ediyor demektir... Üstelik bu pozisyonları, sadece forvet elemanları ile değil, geriden gelen Tello, Cisse, Sivok ile de zenginleştiren Beşiktaş, Denizli'nin yeni diktiği futbol kostümüyle, çok şık görüntü içinde bir futbol ziyafeti çekti seyredenlere... *** Daha 4. dakikada İbrahim Toraman ve Zapotocny'nin şaşkın bakışları arasında, Rüştü'nün de pozisyon hatası yaptığı bir anda golü kalesinde gören Beşiktaş, sabah mahmurluğunda, anında elini yüzünü yıkayarak, kendisine gelen birisi gibi, uykudan çabuk uyandı... Sahaya ve futbola ağırlığını koydu... Şok golden 10 dakika sonra da, beraberliği, bir dantel zarafeti inceliğinde Delgado ile bulup, taraftarını karamsarlıktan kurtardı... Ve ondan sonra da başladı gol kaçırma yarışı... Nobre, birkaç metreden, Bobo kaleyi karşıdan gördüğü en kolay anda, Delgado, ustalığına yakışmayan vuruşlarla, ilk yarıda en az 5 fark olacak maçı 1-1'e bağlayıp devreyi yarı mutlu kapattı... *** Sivasspor bir vitrin maçında, sadece Mehmet Yıldız'ın sırtına binip yürümek istedi... Tamam; kaptan ikili mücadelelerin müthiş adamı... Ama yazıktır bu kadar yüklenmek... Önce Zapotocny'yi harcadı karşılaşmanın başında... Sonra Denizli görev değişikliği yapıp, İbrahim Toraman'ı yapıştırdı ona... Kora kor mücadelenin en büyük örneklerini verdi bu ikili... Mehmet Yıldız'ın çalışkanlığına seyirci kalan arkadaşları ise sadece top ayaklarına geldiğinde çalışır gibi yaptılar... Ne Hayrettin günündeydi, ne Abdurrahman Dereli... Sadece Mehmet Yıldız ve Diallo ile olmuyordu bu iş... Balili girdikten sonra biraz canlandı misafir ekip, hepsi o kadar.. İşte bu tablo içinde Beşiktaş, kedinin yumakla oynaması gibi, Sivasspor'u hep oyuncak etti... Kaçan gollerin yarısı filelerle buluşsaydı, Sivasspor için dün gece, tarihi boyunca unutamayacağı bir kâbus gecesi olurdu... *** Halis Özkahya'nın, kendisine hiç de yakışmayan düdükleriyle, lezzeti bozduğu karşılaşmada, Çarşı tribününün, Mustafa Denizli'ye soğuk tavrı, bir protesto muydu, yoksa vurdumduymazlık mı, bir türlü anlayamadık...