Neler yaptık bu maç için neler... Ligimizi 10 gün küle yatırdık... Kampta "El bebek, gül bebek" birer orkide gibi baktık... G.O.R.A'yı özel seansta seyrettirip, neşelerine neşe kattık... Antrenmanlarda "yakan top" oynatıp stres attırdık... Onlar için ne fedakârlıklara katlandık... Peki ne oldu şimdi?.. 2006'ya heveslenmişken, umutları taaa 2010'a uzattık... Yazık değil mi bu millete?.. Yazık değil mi?.. *** Futbolu bu kadar basit ve de bu kadar disiplinli oynayan Ukrayna, ne uğurlu stadı, ne değişim peşindeki Ersun Yanal'ı taktı... Hücuma takım halinde çıkan, golü en basit yoldan arayan ve bulan bir ekip ocağımıza ot dikti dün gece... Milli Takımımız'ı ilk yarıda iki golle avlayıp hızımızı kesen Ukrayna karşısında sanki tir tir titreyen futbolcularımız, bildiklerini unutan ilkokul çocuğu gibiydi... Savunma şaşkınlıkları yüzünden, Shevchenko ve Voronin'in gölgesini bile göremeyerek final gibi bir maçı sıradan hale getirdiler... Orta saha kurgusunda Emre'nin gayreti ve çalışkanlığı bile onca çirkinliğin arasında kaybolup gidiverdi,,, *** Gökdeniz, Fatih, Nihat, Okan ve Emre gibi kısalar ordusu, Ukrayna'nın aynı tornadan çıkmış şimşir gibi adamlarının arasında karambol aradı hep... Attığımız kornerlerin sayısını şaşırdık da ne oldu? Hangisine, hangi adamımız yükseldi? Bu kadar kornerden faydalanamayan takımı, dünya futbol literatüründe adam yerine bile koymazlar... Tam Hakan Şükür'lük bir maçı kaprisler uğruna fedâ edenler, kına yaksın şimdi... Bilgisayar ortamında futbol oynamakla, usta olunmayacağı bir defa daha ders oldu bize... Kazakistan garibini yenerken "zafer kazandık" diye çığlık atanlar şimdi hıçkırıklara boğulmalıdır... Bir ülkenin dünya üçüncülüğünü internet sitesinde şansa bağlayan Ersun Yanal, gökten zembille indirilmenin faturasını bu saatten sonra ödese ne olur, ödemese ne olur?.. Benim ülken ağlarken... Benim Milli Takımım bozuk para gibi harcanmışken... Biz hesabı sorsak ne yazar, sormasak ne yazar?..