Sözde "Dostluk Köprüsü" yeniden atılacaktı... Sözde yıllardır sürüp gelen kin ve öfke tohumları kurutulup, yerine gül, karanfil ekilecekti... Sözde, futbolun önüne, futbol dışı olaylar geçmeyecek konuşulmayacaktı... Heyhat... İnönü Stadı çevresini kan gölüne çevirenler, daha sonra tribünlere çıkıp, birbirlerine küfür yağdırdı... Ağır yaralılardan tutun da, karambolda kaşı, gözü patlamış, yediği tekmenin, yumruğun acısını o an hatırlayamayanlar, maç sırasında sahaya dalan da, bu maça damgasını vuran çirkinliklerdi... Üstelik misafir takım seyircisi "Bunun Bursa'sı da var" davetiyesini de çıkararak, rövanş için gözdağı da verdi... *** Peki ya saha içi? Beşiktaş'ın CSKA morali ile zımba gibi çıktığı sahada, bir sürü eksikliğe rağmen hırs dolu, kazanmak adına varını yoğunu ortaya koyan bir oyun anlayışı ile ona aynı şekilde karşılık vermeye çalışan bir Bursaspor'un kıran kırana mücadelesi vardı... Guti'nin bir saniye bile düşmeyen iş performansı, oyun disiplini ile daha bir moral bulan Beşiktaş, Bursaspor kalesine ne yazık ki, eline geçen fırsatı iyi değerlendiremeyen bir Ali Kuçik'le gol aramaya çalıştı... Ama bu delikanlının, Guti gibi bir virtüözün yanında oynaması için, daha çok fırın ekmek yemesi gerekecek... *** İlk yarıda hakem Fırat Aydınus'un FIFA kokardına yakışmayan kararları olmasaydı, golsüzlüğe rağmen, futbol herkesi mutlu edecek kadar heyecan doluydu... Aydınus, Ozan İpek'e bir değil, iki değil, üç sarı (!) kartı göstermesi gerekirken hepsini atladı... İkinci yarıda da, Guti'ye, Hilbert'e de çıkaramadı kartlarını... Zaten gergin olan maçı, daha da germek için çalıştı sanki... Aydınus'tan başka, tribünlere benzin döken birisi daha vardı... Volkan Şen... Devrenin sonlarına doğru, lüzumsuz kırmızı kartı sonrası, saha içinden çıkarken yaptığı ukalalık ve terbiyesizlik, hocası Ertuğrul Sağlam'ı bile çileden çıkardı... *** İkinci yarıda Bursaspor 10 kişi kalmasına rağmen direncinden fazla bir şey kaybetmedi... Sanki 11'e 11 mücadele ediyormuşçasına savaştı... Ama Holosko'nun iğne deliğinden geçirdiği golle yıkıldı yeşil-beyazlılar... Ertuğrul Sağlam'ın taktiksel değişikliklerine Schuster anında yaptığı hamlelerle karşılık verdi... Ve Bursaspor'un, direkten dönen şutu, maçın da skorunu tasdikleyen, mühür gibiydi... Keşke şu güzel mücadeleye, saha dışı olaylar, tribünlerdeki küfürleşmeler ve Fırat Aydınus'un kötü yönetimi damga vurmasaydı... O zaman bu maçın lezzetine doyum olmazdı...