Süper Lig'de 28. haftayı da geride bıraktık...
Hangimizin aklında futbol adına güzelliklerle dolu, kaç maç kaldı?
252 karşılaşmadan kaçı iz bıraktı gönüllerimizde?
Bunları geçelim ve bir kenara bırakalım...
Çünkü bizim ligimizde, sahada oynanan futbol; ortaya konan taktiksel başarı; maç bitimi dostluk gösterileri, yerini başka çirkinliklere bırakmıştır artık...
Nedir bunlar?
Hakem hataları...
Başkanların soyunma odalarını basmaları...
Kulübedeki hırçınlıklar...
Tribünlerde galeyana gelip, sahaya atlayanlar...
Yönetime kızanların, paraşütle bile saha içine yanıcı madde sevkiyatı...
Federasyon, MHK, PFDK, Tahkim Kurulu gibi müesseselerin silkelenmesi...
Maç öncesi ve sonrası, caddelerde adam kovalamaca; yakalayınca kan akıtma...
Evinden sabahleyin bir bütün halinde maça gidenleri, akşam parça parça eve gönderme...
Sporumuzun görüntüsü ne yazık ki bu...
Çünkü, içinde kan, kin, kavga ve öfkenin olduğu bir sporumuz var bizim...
NEREDE O ESKİ FATİH TERİM?
Fatih Terim...
Türkiye'nin en iyi teknik adamlarından birisi şüphesiz...
Düne kadar, herkesin örnek aldığı; konuşmasını, bakışını, oyunu süzüşünü taklit ettiği adam...
Gazetecilerin, haberini yapmak için, foto muhabirlerinin en değişik pozunu yakalamak için yarıştığı isim...
Ama artık Fatih Terim değişti...
UEFA Kupası'nı Türkiye'ye getiren G.Saray'ın başındaki adam; artık sevimliliğini ve saygınlığını kaybetmek üzere...
Milyonların önündeki o adam; şimdi saha içinde "fırtına estiren" kişi...
"Ben yaparım, ben keserim, ben tanımam, bana kural sökmez" diyecek kadar işi ileri götüren adam artık o...
Sokaktaki kavga görüntülerini saha içine taşıyan adam o...
Küfrün en ağırını, dilediğine söyleme özgürlüğünün elinde olduğunu sanan adam o...
Yumruğunu karşısındaki, görevli, görevsiz, herkese kaldıracak, hatta vuracak pozisyona getiren adam o...
Bayana saygıyı, saha içinde unutan adam o...
Kümede kalmak için çırpınan bir rakip karşısında 1-0 yenik düşmesi üzerine, çıldırmışçasına kendini kaybeden; kendisini tribüne, tribündekileri saha içine gönderen(!) adam o...
Kuralların saçma olduğunu, o kuralların kendine işlememesi gerektiğini savunurken "Ben yapmışsam, cezasını para olarak ben ödemeliyim" gibisinden önerisiyle, kulübede her türlü isyanının ve taşkınlığının normal görülmesini isteyen adam o...
Kendisini çarşaf çarşaf haber ve fotoğraflarıyla, röportajlarıyla gazetelere ve ekranlara taşıyan; bugünkü Fatih Terim olmasında az da olsa katkıda bulunan gazetecileri "Taşeron ve kışkırtıcı" olarak ekranlarda dile getirecek kadar, dostluğu unutan adam o...
Yaptığı yanlışlıklar dolayısı ile gerilen sinirlerin sebebi olarak "G.Saray'ı durdurmak istiyorlar, bunun için planlar yapılıyor" diyerek, olayları başka mecralara çeken adam o...
"Gizli gündem" veya "itibarsızlaştırma" suçlamasıyla, ligimizin saha içinde değil, saha dışında oynandığını; buna da kendisinin bile alet edildiğini haykıran adam o...
Ve de, herkesle "Gemileri yaktım" diyerek; bitecekse dostlukların, saygıların güzelliklerin hepsini yıkmayı göze alan adam o...
SAKİN OL, SİNİRLERİNE HAKİM OL
Fatih Terim, ne yazık ki bu... Ve artık, sadece kendisine değil, kulübüne, Türk sporuna zarar veren adam o...
Hiçbir teknik adama tanınmayan toleransıyla, Lig TV'den, dakikalarca seslenen Fatih Terim, başkanı Ünal Aysal'ı bile, isyan ettirecek noktaya getirip "Provokasyonla karşı karşıyayız... Bu olaylar ligin marka değerini düşürüyor" dedirtecek kadar yanıltıyorsa, pes doğrusu...
Ligin marka değeri nasıl düşer peki?
Sahada, hakem, görevli herkese saldıranlar düşürmeyecek marka değerini; bu hareketleri yapanlara ceza verildiğinde, marka değeri düşecek ha...
Bu ülke, adam gibi maç seyretmek istiyor artık...
Sahada tekme atan; yalandan kıvranan; düdükleriyle işi idare etmeye çalışan; beyanatlarıyla gündem değiştirip başarısızlıklarını örten; kurallar uygulandığında avaz avaz bağıran spor adamları, elinizi Türk Sporu'nun yakasından çekiniz...
Çekiniz ki; futbolumuz nefes alsın; sporseverler gerilmesin; kardeş kardeşe düşman olmasın...
Sizin egolarınız sabrımızı taşırıyor ve bizleri sporun güzelliklerinden uzaklaştırıyor...
Allah aşkına, uslu olun, saygılı olun ki, biz de size saygı duyalım...