Ne Ağustos sıcakları gördük... Çıldırmadık... Ne trafik karmaşalarında mahsur kaldık... Çıldırmadık... Ama dün bir hakem, en siniri alınmış olanımızı bile yoldan çıkardı... Çıldırdık... Türk futbolunun yüz karası bir maç yönetimine imza atan bu hakeme, bir daha görev veren olursa yazıklar olsun... *** Müthiş bir İnönü atmosferi... Seyirci istim üstünde... Hava tam futbol oynamaya müsait bir serinlikte... Güzelliklerin peş peşe gelmesi için, sadece kaliteli bir oyuna ve gollere ihtiyaç var... Daha dakika iki... Beşiktaş galibiyeti yakalıyor ama el yordamıyla... Zafer Önder İpek, gözünün önündeki bir çirkinliği ve hırsızlığı görmemezliğe geliyor... Ve o dakikadan sonra karşılaşmanın çığırından çıkacağı, görülmeyen tekmeler, verilmeyen fauller ve çıkmayan kartlarla belli oluyor... *** 16. dakikada Delgado'nun faulünü "es geçen" İpek, Alex'e yapılan sıradan bir sertliğe düdük çalarak telafi yoluna gidiyor... Beşiktaş'ın garip; garip olduğu kadar da kimselere güven vermeyen kalecisi Runje, öyle bir baraj yaptırıyor ve öyle yanlış bir yerde duruyor ki, gel de bu golü yeme... Beraberliğe düştükten sonra siniri bozulan Beşiktaş'ta kabak, yine Alex'e ayak kırmacasına giren İbrahim Toraman'ın başına patlıyor... Belki de çıkan kırmızı kart hakemin tek doğru işareti... İşte 20. dakikadan sonra, sahanın, tribünlerin karıştığı dakikalar birbirini kovalıyor... Sahada, bira şişelerinden tutun, bozuk paralar, çakmaklar, davul tokmakları, hatta ve hatta telefonlar İnönü zemininin süsü (!) oluyor... *** 45. dakikada bir pantomim daha kopmaz mı ? O anda, topun mu ele, yoksa elin mi topa çarptığı bir pozisyonda Beşiktaş'a adeta gün doğdu...Üstelik tribünlerle dalaşan Ömer de kırmızı kart görmez mi bu arada ? Beşiktaş istedi bir göz, Allah verdi iki göz... Ama o topu iğne deliğinden geçiren Delgado, bütün bu piyangodan çıkan ikramiyeyi bir çırpıda harcamaz mı ? İlk yarının kara bölümünü ikinci devrede aydınlatmak için hırs küpü haline gelen Beşiktaş'ın baskıları nihayet 60. dakikada semeresini verdi... 7 dakika sonra bir gol daha.. Üstelik Ricardinho faktörü de, son 30 dakika, hem tribünleri hem sahadakileri havaya sokarak, bir zor gecenin formülünü çözüme kavuşturuyordu... Ama bu Beşiktaş için, iyi kelimeleri peş peşe dizmek öyle zor ki...