Pansuman maçı

8 haftadır, arkadan itme ile giden benzini bitmiş bir araba görünümündeki Beşiktaş, nihayet deposunu, 98 oktan benzinle fulledi. O lastikleri patlak, şanzımanı yağ akıtan ve bir türlü ileri vitese geçmeyen emekli vasıta, Diyarbakır sayesinde nihayet hız denemesine başladı. Hele şükür... *** Cezalı, sakat ve nazlı futbolcularının dışında kalanlarla oluşturulan yeni kadronun aslında eskilerden bir farkı yoktu... Yine yerini bulmayan paslar... Yine dağınık orta saha... Yine forvette kargaşa... Yenilik, Sergen'in inanılmaz hırsı, Okan'ın sahanın her tarafındaki presi ve top kapma anlayışı ile İbrahim Akın'ın fırsatçılığıydı... Defansta Emre ve Mustafa Doğan'a fazla iş düşmediği için kanaat notları ortalamada kaldı... Sadece Fatih Sonkaya'nın, o ağır hamleleri, hücuma rahvan at gibi gidişi, Ali Güneş'in yokluğunu hissettirdi o kadar... Milli maçta künde ile yere indirdiği rakibine "Ben bir şey yapmadım" diyen İbrahim Üzülmez'in moral bozukluğu da Beşiktaş için eksi puandı... *** Diyarbakır'ın Beşiktaş'ın verip de "Bize karşı oynatamazsın" dediği Sinan, Yasin ve Eser'den yoksun kısıtlı kadrosu dün gece bundan iyisini yapamazdı zaten... Yeşil - kırmızılılar, Carew, Sergen ve Ahmed Hassan'ı frenlemek için kendi oyunlarını unutunca başlarına farklı felaket geldi... Az hasarlı dönmeyi planlayan rakip karşısında Beşiktaş'ın hava atması doğaldı... Biraz sahadaki takımları, biraz federasyon ve birazcık da F.Bahçe ile uğraşan taraftar, dün geceki gol yağmuru ile nihayet mutluluğu yakaladı... Çünkü sahada Beşiktaş'ın tam dişine göre bir rakip vardı. *** 63 dakika sahada kalan Carew'in boy avantajını bir türlü kullanamadığı maçta Del Bosque'nin kenar müdahaleleri değil, saha içinde Sergen'in "lider" görüntüsü göze çarptı daha çok. Beşiktaş, 8 haftanın 7 haftasında kanayan yarasına bu galibiyetle pansuman yaptı adeta... Hakem Erol Ersoy, etliye sütlüye fazla karışmadan bir 90 dakikaya imza atarken kolay maçı asla düğüm hale getirmedi.