Parazitli sinyal!

A -
A +

Savunması Sivok hariç tamamen yenilerden kurulu Beşiktaş'ın, Süper Kupa'dan sonrası, Olimpiyat Stadı'nda ikinci bir darbe alması, taraftarını, yönetimini ve en önemlisi teknik direktörünü sıkıntılara soktu... "Daha işin başı" demek, işin teselli tarafı olamaz tabii... Beşiktaş bu kadrosu ile, yarınlar için, bilhassa Avrupa'da hayal kırıklığını da, beraberinde getirir... Geçen yılın çifte kupalı takımı, bu sezon, bu kadro, bu anlayış, bu isteksizlikle rütbesiz kalırsa kimse şaşmasın... Söylemesi bizden... İlk yarıda, orta sahada Yusuf'un bitik hali, oyunu derinlemesine yayma anlayışının iflas etmesi sonucu Beşiktaş, arabasını vitese takamayan bir yarışçı gibiydi... Ernst'in, vatandaşı Fink'in gelmesi ile rahatlayacağına, frene fazla basması, takımının hızlanamamasına sebep oldu... Fink'in attığı gol, kimseleri yanıltmasın... Ceza sahasının içinde, karambol golü, bu futbolcunun çok büyük işler yaptığının kanıtı olamaz dün gece için... Fink, sağlam, ciddi anlayış içinde ancak bu kadar bir şeyler yapabildi... Tello'nun ise, devamlı yerini kaybetmesi, sahayı enlemesine fazla kullanırken, boyuna derinlik kazandıramaması, onun da sezon öncesi, formsuzluğunun birer göstergesiydi... İlk yarıda, Holosko'nun insanı deli edercesine pozisyonları cömertçe harcaması, çocuksu davranışları, bir büyük takım futbolcusunu unutarak, kafasına göre futbol anlayışı, onu ancak bir devre sahada bıraktı... Yardımlaşmanın "y" sini aklından geçirmeyen bu futbolcunun, ilk on bir şansının bundan böyle bu kadar cömert kullanılmayacağı gerçeği kendini gösterdi... Hazırlık kamplarının en çalışkan ismi Yusuf'a da, ancak bir devre dayanabildi Mustafa Denizli... Çünkü o Yusuf, 45 dakika hiç bir şey yapamazken, İbrahim Akın'ın attığı beraberlik golünde, Beşiktaş'ın Ernst ve Ferrari ile çalım yiyen 3. futbolcusuydu... Yenilerin içinde yine de en iyi isim Erhan'dı... İkinci yarıya Nihat ve Bobo takviyesi ile başlayan Beşiktaş'ta değişen bir güzellik yoktu yine... Ligin, sadece büyüklere çelme takan, düşme hattından hep son anda kurtulan Belediyespor, kendini hiç sıkmadan ve zorlanmadan, siyah-beyazlı takıma, sezonun ilk maçında çelme takan ekip olma hüviyetiyle yine havasını attı... Oysa, onlarda futbol adına bir kalite katamadıkları bir gecede, Beşiktaş'ın "uyur gezer" halinden faydalanmasını bilerek, bilinen sürprizlerinden birini yaptı... Süper Kupa'dan sonra, ligde kaybedilen ilk puan, şimdi Beşiktaş'ı yeni arayışların içine itecektir... Delgado'nun yerine bir kaliteli bir oyun kurucu ihtiyacını gideremedikten sonra, bu Beşiktaş'ın, lig yarışında zirvede olabilmesi çok zor... Teşhis erken belki ama Şampiyonlar Ligi'nde siyah-beyazlı takımın durumunu düşünmek bile istemiyoruz... Çünkü "Görünen köy, kılavuz istemez" Bir sözümüz de hakemlere... Mamasını "üstüne dökmesin" diye önlük gibi gözüken kıyafetleri ile çok komiktiler doğrusu...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.