Söze, sahadaki Beşiktaşlılar'ın, belki biraz kırılacakları kelimelerle başlayalım... Darılmaca, gücenmece yok... Quaresma yoksa, Beşiktaş'ın da, maçın da tadı yok gerçekten... Bizi öyle bir havaya sokmuş bu Portekizli, güzel hareketleri görmek için, peşin hükümlü geldiğimiz İnönü'de, bizleri yokluğuyla hayal kırıklığına uğratıyor... "Ahh" diyoruz içimizden... Quaresma'nın o iki çalımı, bir topuk pası, tribünlere sempatik gelen tavırları olsa, 90 dakikanın skoru ne olursa olsun, havası da başka olurdu... Nitekim, Beşiktaş bu futbolcusunun yokluğunu buram buram hissederek, çok önemli 3 puanı, İnönü'nün çimlerine gömdü... *** Zaten bunları söylediğimizde, dün geceki maçın özetini de anlatmış olduk her halde... Sezon başında mukavelesi dondurulan, sonra da tekrar Beşiktaş'ın boynuna sarıldığı Fink'li orta saha, Ernst'in daha ziyade sağ kanadı kullanması, Necip'in de forvete daha yakın oynaması sebebiyle, Manisaspor'un oyun anlayışına yağ sürdü... Hikmet Karaman'la zıplamaya çalışan Manisaspor, karşılaşmanın ilk 15 dakikasında mutlak 3 gol pozisyonuna da girerek, Beşiktaş'a ihtarını erken çekti.... Hatta, 7. dakikada Necip'in gençliğinin ve tecrübesizliğinin de esiri olarak verdiği pası kapan misafir ekip, topu Isaac ile buluşturduğunda, olan olmuştu... Golle birlikte moralman bir çöküntü içine giren Beşiktaş, üstelik Hakan'ın üst üste yaptığı hatalarla da, çok zor anlar yaşadı... Öyle ki, Hakan, belki de karşılaşmanın rakibe yaptığı en başarılı 2 asisti ile de güne damgasını vurdu... *** Nobre'nin forvetin her köşesinde çırpınışlarından birinde Bobo'ya ikram ettiği pozisyon gol olmasa, belki de Beşiktaş, erken yediği gollerin ikizlerini de görecekti kalesinde... Bir de Manisaspor'un en kaliteli adamı Kalabane'nin sakatlanıp erken oyuna veda etmesiyle de derin bir "Ohh" çeken ev sahibi siyah -beyazlılar, devrenin sonlarına doğru, oyunda hakimiyeti ellerine geçirerek, tribünleri dolduran taraftarlarının neşelerine limon sıkmadı en azından... Haa... Taraftar dedik de aklımıza geldi... O meşhur "Kartal gol gol gol" teraneleri var ya... İşte onun bir türlü yerini ve zamanını kestiremiyor on binler... Manisaspor, Beşiktaş kalesine korner atıyor, tribünler "Kartal gol gol gol" diye bağırıyor... Ama Birol Can'ın bestelediği "Gücüne güç katmaya geldik... Formanda ter olmaya geldik" şarkısını mükemmel "kakafoni" olmadan söylemelerini de alkışlamadan geçmeyelim bu arada... *** İşte, ikinci yarıya da bu şarkı ile başlayan Beşiktaş, ikinci bir şok yaşadı... Isaac, nasıl ilk yarının 7. dakikasında golü bulmuşsa, ikinci yarının da 7.dakikasında benzer golü buldu... Rölantide giden oyun, birden Beşiktaş'ın telaşla karışık dağınık futboluyla çorbaya döndü... Üstelik Tabata'nın da oyun dışı kalması, sıkıntılara tuz biber ekti... Beşiktaş'ın en azından beraberliği yakalamasını bekleyenler bile boşuna ümitlendiler... Çünkü sahada darmadağın olmuş 10 kişi kaldı... Pardon; İbrahim Üzülmez'in hakkını yemeyelim bu arada... Zaten 68. dakikada Yiğit Gökoğlan'in attığı gol, Beşiktaş adına, her güzel beklentiye de, taş koyuyordu zaten... Fiyapı ismi ile ilk yenilgi gelmişti... Başta da dedik ya... Quaresma yoksa, Beşiktaş'taki farklılık da yok, güzellik de...