Bir hafta önce, Kocaelispor'u kendi evinde bombardıman eden Beşiktaş, dün ayağı fren pedalında yol alan otomobil gibiydi... İşi kaytarmak onda, isteksizlik onda ve hâttâ acizlik bile ondaydı... En mutlu gününü, en hüzünlü güne çevirmek için elinden geleni yaptı ama sonunda yine de gülmesini bildi... Beşiktaş, peşinden koşanların yavaşlığı yüzünden, acelesi olmayan bir puan hırsızıydı adeta... Hatasız kul olmaz derler ya, buna dün Lucescu da uymaz mı? Adamı yere göğe sığdıramazken, hâttâ Milli Takımımız'ın başına bile getirmeyi düşünürken, o birden kılık değiştiriverdi... İstanbulspor karşısına çıkardığı dünkü kadro, dondurucu ayazda tribünleri dolduranlara, ekran karşısındaki milyonlara ne kadar tad verdi ki? Nerede o sağdan Zago'nun, soldan Ahmet Yıldırım'ın bindirdiği, orta sahada Tümer'in önderliğinde rakibi bunaltan Kocaelispor'a karşı çıkan onbir? Nerede, gol atmaya doyamayan o Kartal? Dün 11. dakikada maçı seren siyah-beyazlılar, sevenlerine adeta kabir azabı çektirdi... Bu azap çekilirken, Lucescu başta olmak üzere, Tayfur, Yasin, Ali Eren ve Maldarasanu baş suçluydu... Herkes biliyor ki; Lucescu, Beşiktaş onbirinde Tümer ve Sergen'i aynı anda pek düşünmüyor... İyi güzel de, Tümer'in sakat olduğu bir zamanda, Sergen niye ilk onbirde düşünülmez, anlayamadık... Uzun zamandır takımda yer bulamayan Yasin gibi bir görev kaçkınına, böylesine bir maçta nasıl görev verilir?.. Yasin, arabasında 5 ileri vites olmayan, sadece işi geri vitesle idare eden şoför gibi, oyun trafiğini alt-üst etti dün... Sadece o mu? Kaptan Tayfur da arkasındaki Zago ve Ronaldo ile "Al gülüm, ver gülüm" varyasyonuna girince, maçın tadı, tuzu kaçtı... Beşiktaş zannetti ki, ilk onbir dakikada gelen iki gol, doğuracak da doğuracak... Heyhât... Oysa ki bu dakikadan sonra tribünler dokuz doğurdu... Lucescu, ikinci yarıya İlhan'sız çıkarken, galiba maçın uzak ara kopacağını hesap etmişti... Nouma lüksü de, işin tuzu biberi olunca, Beşiktaş dün adına, şanına yakışmayan futbolla bir 90 dakika bitirdi... Maçın son dakikalarındaki gerginlikler, sadece Sergen'in oyundan atılmasıyla, yine de ucuz atlatıldı... Oysa, birbirlerinin gırtlaklarını sıkan futbolcular, sahaya doluşanların gölgesinde kalmasaydı, ligin zirvesindeki dengeler daha çok bozulabilecek ortama gebe olacaktı... İstanbulspor, her maçını dünkü gibi oynasa, bugün boyunlarında alkışlarla bezenmiş birer çelenk olurdu... Beşiktaş'ı son dakikalarda hizaya getirememişlerse, bu sadece şanssızlıklarının yakalarından düşmemesindendi...