Reçetesi yok bu işin

A -
A +

Devre arası kampında, karınca gibi çalışmak yerine ağustos böceği gibi "yan gelip yatan" bir görüntü içindeki Beşiktaş, kendi saha ve seyircisi önünde bir utanılacak skora imza attı... Kasımpaşa'nın paşa paşa "dakika bir, dakika 90" götürdüğü karşılaşmada, siyah-beyazlı takım, ligin ilk yarısındaki tüm olumlu, iddialı ve ümit verici tabloyu adeta yerlere serdi... Öyle ki; bu ayın sonunda yapılacak kongrede Yıldırım Demirören'in kazanma şansını "sıfıra" indirdi... Mustafa Denizli'nin kariyerini delik deşik etti... Ve de hedeflerinden birini erkenden kaybetti... *** Nihat'a yer açmak adına Holosko'yu kenarda tutan, Antalya'daki özel turnuvada parlayan Rıdvan ve Necip gibi iki genci de Holosko'nun yanında oturtan Denizli, ligin en az gol yiyen ekibini, ilk 45 dakikada 3 gol yiyen bir takım haline getirdi... Çünkü Beşiktaş'ın defans kurgusunda İbrahim Kaş ve Ekrem Dağ, tüm akordu bozarken, İbrahim Toraman'ı hep zor durumda bıraktı... Nitekim Kasımpaşa'nın biri sağ taraftaki kornerden, diğeri soldan ortalanan toptan, iki golü kalesinde gördüğünde dakikalar daha 21'i gösteriyordu... 3. golün gelmesi de fazla gecikmeyince, tribünlerin o malum "Yeter-Git-G.Antep'e başkan olsana" gibi bilinen isyan sesleri, İnönü Stadı'nı inletmeye başladı... Ve siyah-beyazlı takımın büyük destek gücü, bir anda aleyhe dönüşüverdi... *** İkinci yarıya, bir daha İnönü'ye çıkma ihtimali çok zayıf olan "adı golcü, cismi yolcu" futbolcusu Nihat ve geldiği günden beri varlığını hissettiremeyen Uğur'un, yerlerini Holosko ve genç Necip'e bırakması ile Beşiktaş ilk yarıdaki dağınıklığından kurtuldu... Trabzonspor'a ve F.Bahçe'ye, ligde "3'lük tarife" sunan Yılmaz Vural'ın, aynı tarifeyi ilk yarıda, Beşiktaş'a da fatura etmesi, bir tesadüf değil, kendisini milli takımın başına getirmeye cesaret edemeyen federasyona bir mesajdı sanki... *** Beşiktaş'ın dün gece, kendi sahasındaki bu ağır yenilgisine kimse kılıf bulmasın... Sen, Nihat sevdası yüzünden, takımın havasını kaçırırsan... Ramazan gibi, kaleciliğin onun adına en son meslek olduğu birisine, buldumcuk gibi sarılırsan... Sivok ve Ferrari'nin olmadığı bir günde, defans kurgusuna akort yapamazsan... Ve elinde Emre Toraman, Ergün Teber, Moritz, Barış hatta Cenk gibi futbolcuların olmazsa... Seni kimse kurtaramaz Beşiktaş... Çünkü reçetesi yok bu işin...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.