Ligimizde her maç önemli ama, birkaçını asla göz ardı edemeyiz. Derbilerle şenlenen, derbilerle yatıp kalkılan bir şampiyonluk mücadelesinde saha içinden çok, saha dışı oyunların oynanmasından vazgeçemiyoruz. 3 takıma kalmış bir ligde adıyla kendinden bahsettirmek isteyen Beşiktaş, futbol oynamak yerine oynatmamak anlayışıyla derbi mücadelesine biraz gölge düşürüyor. Aynen dün akşam olduğu gibi... *** Ali Sami Yen'e sıkıştırılan G.Saray'ın, F.Bahçe gibi 50 bin kişilik seyirci desteğiyle oynayan bir takımı geçmesi aslında çok zor. En önemli bir maçta bile takımını koltukların kırık tarak dişleri gibi çirkin görüntüsü içinde desteklemek zahmetine katlanmışçasına yalnız bırakmak G.Saray seyircisine hiç yakışmadı aslında. Oysa, sahada tek amacı kazanmak olan bir takımları vardı. Üstelik 2 kişilik oynayan, sonunda da nazar deyip sakatlanan Ribery gibi topu her kaptığında karşısına kaç kişi gelirse gelsin, aralarından sıyrılabilen bir yabancısıyla oyuna renk katan G.Saray vardı sahada. Bu maçın kaybedilmesi halinde başına nelerin geleceğini düşünen bir G.Saray vardı Ali Sami Yen'de. İlk yarıda 2 pozisyonu hedefe nişanlayamayan ev sahibinin artıları, konuk Beşiktaş'tan kat kat üstündü dünkü İstanbul akşamında. *** MHK'nın FIFA kokartlı hakemlerinden birisine bile güvenmeden şark zihniyetiyle düşünen ve Beşiktaş-F.Bahçe maçında ev sahibini fazla kollayan bir hakeme bu maçta görev vermesi çok ayıp bir düşünceydi aslında. Fırat Aydınus, erken bulunan ve erken kaybedilen görüntüsüyle bir daha derbi maçları rüyasında bile zor görür. Türkiye Ligi'nin akıbetiyle oynamak hakemler ve MHK'nın güdümünden mutlaka çıkmalıdır. Ama dün, taraflı çalan düdüklerle yine hayal kırıklığına uğradık bir defa daha. Beşiktaş'ın "yenilmemek" amacıyla futbolu sadece savunma olarak düşünme çirkinliğinden G.Saray zor da olsa faydalanmasını bildi. Oysa böylesine dağınık, böylesine kopuk kopuk ve de golü hiç düşünmeyen anlayış içindeki Beşiktaş'ın puan alması sürprizden de öte bir olaydı dün. Rıza hoca sakın ola ki, bu takımla fazla övünmesin. Futbol en kısa yoldan en emin adımlarla gole gitmek demektir. Bunların hiçbiri dün Beşiktaş'ta yoktu ki. *** Sahada gol kaçırmakta inat eden Hakan Şükür'le ikinci yarının başında golü bulan G.Saray, tam farka gidecekti ki, 3 kişi çıktı ortaya. Birincisi sahanın en iyilerinden Ayhan'ı oyundan alan Hagi'ydi. İkincisi gol bulamadıkça sinir küpüne dönen ve kırmızı kartla arkadaşlarını yalnız bırakan Necati'ydi. Üçüncüsü de maçı çığırından çıkaran Fırat Aydınus'tu. Ama bütün bu çirkinlikleri Ribery muhteşem oyunuyla örtüp karşılaşmaya lezzet kattı.