Sahte aşklar ve spor aşkı

A -
A +

"Bir milletin ahlâkı, dişleri gibidir... Çürüdüğü nispette acısını hisseder" demiş, ünlü yazar Bernard Shaw... Herkesin bakış açısına göre değişen bu kavram, son günlerde, televizyon ve gazete sayfalarında fazla yer bulmaya başladı... Bir bebeğe yapılan insanlık dışı olaylar, sokakta milletin gözü önünde kaçırılan ve günlerce tecavüz edilen bir ev kadınının içler acısı hâli, hep ahlâk ölçülerinin topuzunun kaçtığı durumlardır... ??? Bir İbo- Hülya furyasıdır gidiyor son günlerde... Yaşını başını almış, dünya gözüyle tüm zamparalıklarını yapmış iki kişinin, sonunda birbirine kollarını açıp toslaması, ana haber bültenlerinin bile baş konusu oluyorsa, gerisini sormayın hiç... Aşk koleksiyonunu, spor dünyasından kuran bir kadının doyumsuzluğunu, mağarada doğmuş, gençliğini inşaatlardaki harç karma işleriyle harcamış, bu günün "her şeyin patronu" birisiyle devam ettirmesini yadırgayanlar kadar "Helâl olsun" şakşakçılığı ile abartanlar da bulunuyor bu ülkede... Boyu kadar kızının gözleri önünde, evlilik dışı ilişkileri ile çocuk sahibi olmuş bir starın kollarına atılan, öpücükler konduran, zamanında yediği tokatların gündeme geldiği anda bile "şuh" kahkahalar atabilen birisi, bu ülkenin ahlâk konusundaki duygularını zedelediğinin farkında mıdır acaba ? ??? Tanju, Hattat, Çilingiroğlu. Güven ve şimdi de Saran gibi sporun önde gelen isimleriyle bir çırpıda aşk maceralarına giren, güzelliğini silah gibi kullanan Avşar Kızı, Türkiye'nin bunca gündemi dolu iken, aşkın da cıvığını çıkartarak "meraklı TV turşucularının" gönül eğlencesi oluyor... Ona ne ki, Doğu'da sel sularında göçüp giden 50 kişiden... Ona ne ki, organ bağışı beklerken, hayatlarını kaybeden insanlarımızdan... Ona ne ki, Şemdinli'de, Başkale'de, Şırnak'ta, göğsünü bölücü örgütün silahlarına siper eden 20 yaşındaki ana-baba kuzusu askerlerden... Varsa yoksa, kemale ermiş yaşına rağmen, düşük kemer, göğüs dekoltesi, 32 dişini gösteren kahkahası ve bir birine girmiş aşk trafiği... Türkiye'nin; bazı ahlâk konularını aşması gerekirken, saçma ve reklam kokan, kendisini gündem tazeliğinde korumaya çalışan üç-beş kişinin, ülke beynini yıkamasına müsaade etmesi ne kadar tuhaf... ??? İşte bu ülkede, boş işlerin, boş kalfaları oynaşırken, diğer yanda da, hizmet aşkıyla yananların çırpınışlarını görmek gurur veriyor insana... Geçen hafta, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'nin nâzik davetini kıramayarak, büyük bir basın ordusu ile Orta Anadolu'nun hızlı gelişen kentine gittik... Bizim Hasan Sarıçiçek'in de büyük organizasyonu ile "bir elimiz yağda, bir elimiz balda" 24 saatin nasıl geçtiğini anlamadan, bazı gerçekleri yerinde takip ederek, güzel olaylara ve yatırımlara şahitlik ettik... Bakanlarımızın da büyük ilgi gösterdiği "Atatürk Spor Kompleksi'nin" temel atma töreninde, yürekleri hizmet aşkıyla dolu ve işlerin bir an önce bitmesini arzu edenlerin çabaları gözlerimizi yaşarttı adeta... 12 ayda, inanılmaz güzellikte ve ihtişamdaki bir spor kompleksinin hizmete açılacağını bilmek, bu ülkede "İbo-Hülya" narkozu kadar etki yapmasa da "spor aşkı" ile yananların yüreklerinde, gerçek kıvılcımlar çaktırdı... ??? Özhaseki gibi, Belediye Başkanlarının, devletin kapısında el açmadan, sadece hayırsever Kadir Has gibi iş adamlarının katkılarıyla Türkiye'ye ve Türk Sporuna hediye edecekleri bu hizmetlerin destekleyicileri olmak, hepimizin "asli görevi" olmalı... Ama biz hâlâ daha "Türkiye'de spor var mı" sorusuyla burun buruna geliyorsak "Federasyon-Bakan" çekişmesiyle sporumuza balta vuruyorsak, sahalarda milli forma ile adam kovalıyorsak, bu; yanlış yaptığımızın "farkında değiliz" demektir... Sporun gücünü "Aşk koleksiyonunu" bu camiadan derleyen Avşar Kızı kadar bilememenin ayıbı hepimize yeter aslında... Biz, tribünlerde kin ve nefretin yerine, sevgiyi oturtursak, yönetici kavgalarını manşetlere çıkartıp körüklersek, bu millet, tabii ki şiddet ve sevgisizliğin olduğu yerden kaçar... Kayseri'deki yatırımlar gibi, büyük projelere, sadece "hizmet için" imza atanları. rol icabı, buram buram reklam kokan bir iki kişi uğruna feda etmek, merakımızı onlara yöneltmek, vaktimizi onların saçmalıklarına ayırmak, yazıktır, günahtır... Aslında "spora hizmet edenleri alkışlamak" bu kadar zor olmamalı bu ülkede...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.