Sakın haa!

A -
A +

Tarih 31-Temmuz-2002... Bu hiç aklımızdan çıkmayacak bir gün... Yıllar geçse de arşivlerde kalacak bir gün... O gün, Olimpiyat Stadımız'ın görücüye çıktığı gün... O gün, 79 bin kişinin kabir azabı çektiği gün... O gün, futbol tarihinde, 79 bin kişiye aynı anda işkence yapıldığı gün... O gün, milli servetin 30 bin arabanın ekzozundan boşu boşuna harcandığı gün... Ve o gün, sevinmekle, kahretmek arasında 79 bin kişinin boğuştuğu gündü...  Olimpiyat hayâli ile bizi yıllarca uyutanların, neden başarılı olamadıkları o gün, bir defa daha tescil edildi... Zihniyet, anlayış, olaylara yaklaşış, ileriye bakış ve de inatla "Biz en doğrusunu biliriz" restleşmesinin sonuçlarını Türk sporseveri nihayet anladı... Aralarına ve dünyalarına, çağın modern düşünce anlayışı içindeki yenilikçileri, gençleri almayan, hatta yaklaştırmayan bir grubun, neden bu zamana kadar başarılı olamadığı bir defa daha tescil edildi... Bu kafayla asla... Bu dar düşünce ile zinhar... Bu kısır yenilikçilikle katiyen... Tam 3 Olimpiyat'a talip olduk... Hepsinde de hüsran... Ama hiç birisinden ders almadık... Olimpiyatlar bitmez, bizde talep tükenmez ki...  İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Olimpiyat Komitesi'nin iki zıt kutup olduğu malûm... Hâttâ ve hâttâ sayın belediye başkanı bir şeyleri protesto ediyor ama anlamakta güçlük çekiyoruz... Bu stadı bir defa olsun incele zahmetinde bulunmayan, bir kilometrelik su yolunu yapmayıp, taşıma suyla bu koca stadın yapılmasını kıs kıs seyreden, açılış maçına bile gelmeyip, 79 bin kişinin eziyeti nasıl çektiğini görmeyen belediye başkanı birinci derecede suçludur bu işte... Şayet yanılmayla İstanbul'a bir olimpiyat gelse, en şereflenecek kişi Gürtuna'dır... Ama o Gürtuna, bu stadın yapılmasına başlandığında koyduğu tavrı, hâlâ daha devam ettirmekte ısrarlı gözüküyor... Varsın 80 bin vatandaş ve 30 bin vasıta, Süveyş Kanalı gibi yerden Olimpiyat Stadı'na girmeye çalışsın... "Bana mı danıştınız" deyip Olimpiyat Komitesi'ne ödenmesi gereken 35 trilyona yakın parayı, bırakın nakit, hizmetle ödemeye pek niyetli olmamak Gürtuna'nın boşuna inadıdır... Geçenlerde yapılan toplantıda da "Suçlular suçlu aramıştır" bir kere daha...  Bu stad resmen öksüzdür... İlgisini hiç göstermeyenlerin sayısı sadece belediye başkanıyla sınırlı değildir... Bu stadın sadece temel atma aşamasında bulunan ve ondan sonra elini eteğini çeken Spor Bakanı da "Kara gecenin" baş sorumlularından biridir... Futbol Federasyonu ile kısır çekişmeye giren ve ondan da bir netice elde edemeyen sayın Bakan, eğer birkaç ay önce, dağlara tırmanmayı bırakıp, Türkiye'nin yüzakı olmaya aday bir muhteşem anıtın durumunu görmeye niyetlenseydi, hem kendisi küfür yemez, hem de ele güne bir defa daha rezil olmazdık... Sporsevere, bundan sonra "Üste para veriyoruz" deseniz, Olimpiyat Stadı'nın etrafından geçmez... Göreceksiniz, bu stad, şu saatten sonra tüm emeklerin çürümeye terkedileceği, talan edileceği bir kaynak olacaktır...  Ve şimdi yeni bir sevda, yeni bir fiyaskonun habercisidir... Milyon dolarların telaffuz edildiği Formula-1 yarışlarını kapmak için başta İstanbul, Antalya ve İzmir şimdiden çekişme içine girdi... Politik kanaldan, güçlü isimlerin ağırlığından ve de rüşvet çarklarının etkinliğinden faydalanmak isteyenler "Bize gel Formula-1" diye çığlık atıyor... Formula-1 yarışları bir anlamda Olimpiyat veya Dünya Futbol Şampiyonası ile hemen hemen eşdeğerdedir... Organizasyonu üstlenecek şehirin, ağırlama, yatak kapasitesi, ulaşımı ve ilgisi çok önemlidir... Bir Olimpiyat Stadı fiyaskosunu çözemeyen, sınıfta kalmış İstanbul'a, bu müthiş apoleti takmak, intihar demektir... Onu da yüzüne gözüne bulaştırmayacağını kimse garanti edemez... Bu nedenle Formula-1'e "Evet" ama İstanbul'a "Asla!.."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.