Sancılı başlangıç

A -
A +

Herkesin, Beşiktaş'tan çok, yeni transfer Yusuf'un ne yapacağını merak ettiği günde, hevesleri kursaklarında kaldı... 34 yaşın tecrübesine rağmen, heyecandan ayakları tir tir titreyen, siyah-beyazlı takıma geldiğinin farkında olamayan Yusuf, tribünlerin ilk maç hoşgörüsü olmasa, belki de protestolarla dışarı alınacak bir sürprizle karşılaşacaktı... Ama o tribünler ve ona çok güvenen hocası Denizli, Yusuf'a büyük bir sabır göstererek "hoş geldin" toleransını kullanmak zorunda kaldı... Denizlispor, ligin sancılı takımlarından birisi olmasını, hiç de hak etmeyen bir ekip olduğunu dün İnönü'de adeta ispat etti... Dengede götürdükleri ilk yarıda, kaptanlarının bir ters vuruşla, gemisini batırması yüzünden, alabora oldular... Oysa Kratochvil'in kendi kalesine attığı o gol dışında, sadece Nobre'nin kaleci tarafından çıkarılan kafa vuruşu ve Tello'nun sert şutu dışında pozisyon bulamayan Beşiktaş, rakibin genç, dinamik ve savaşkan puan mücadelesi karşısında büyük sıkıntılara girdi... Mustafa Denizli'nin "jokeri" Tello'nun da çok kötü bir gününde olması, Beşiktaş'ın hücum organizasyonlarında etkisizliğine sebep oldu... Serdar Özkan'ın "pır pır" futbolu da, siyah- beyazlı taktıma bir güç katamayınca, ilk yarıda bal yapmayan arı gibi gözüktü Beşiktaş... Sadece Sivok, Nobre ve Ekrem'in gayretleri ise, uzun bir aradan sonra, lige tekrar start veren Beşiktaş'ın görüntüsünü, şampiyonluğa yapışacak bir tazelikte tutamadı... İkinci yarı başladığında gördük ki, Beşiktaş cephesinde, futbol anlayışı yönünden bir değişiklik yok... Sahada koşan takım Denizlispor... Orta saha hakimiyetini, ev ve seyirci avantajını hiçe sayan bir Denizlispor... Gol arayan Denizlispor... Ya Beşiktaş? Saman alevi gibi parlayışlarla, seyircisinin ağzına bir parmak bal süren ama geçen her dakika, sevenlerine gelecek günler için endişe şırınga eden Beşiktaş'ta dün, ufukta mutluluk ışıkları görmek mümkün değildi... Tamam, Yusuf'un mazeretini geçerli sayalım... Peki, ikinci yarının ilk maçında bu kadar kötü oynamağa Tello'nun ne hakkı var? Holosko'nun nedir bu uyurgezer hali? Zapo'nun sarı kartla atlatacağı bir faulü, küfürle katlayıp, kırmızı görme salaklığına ne demeli? Ve bu Beşiktaş'ın, İnönü'de, bu kadar kötü olma lüksü var mıdır?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.