F.Bahçe'de bir türlü şans bulamayan Semih'e yapılan adaletsizlik diz boyu... Adam gol atıyor, kulübede... Takımını kurtarıyor, kulübede... Alex onu istiyor, kulübede... Milli Takıma hayat öpücüğü konduruyor "Avrupa 3.'lüğüne" imza atan A millilerin en büyük taşıyıcısı oluyor ama yine kulübede... Çocuk daha ne yapsın... İp üstünde 32 takla atıp burnunun üzerinde amuda mı kalksın? Tek parmağıyla, Güiza gibi ağlamaklı surat, dumanlı gecelerin adamı "Çakma golcüyü" çember gibi mi çevirsin? Gandi gibi, sadece meyve yiyerek hayatını sürdürüp, onun "Uğrunda ölmeyi göze alacağım birçok dava var ama uğrunda öldüreceğim hiçbir dava yoktur. Eğer, korkaklık ve şiddet arasında bir seçim yapmak gerekirse, şiddeti öğütlerdim" hayat felsefesi doğrultusunda mı efsane olsun? Türkiye'yi, tek başına AB'ye mi soksun? Gazze'deki drama, dünyanın vurdum duymaz bakışları arasında, tek başına el koyup, kanı mı durdursun? Ülkedeki işsizliğe, yoldaki çukura, kördüğüm İstanbul trafiğine, denizdeki lodosa, küresel krize çare mi olsun? Bu çocuk ne yapsın Allah aşkına? Doğum yerini, San Sebastian veya Rio De Jenerio; adını, Sam mi, Sammy mi, Semihovic mi yapsın? Gerçekten, Semih şüphesiz "Kulübe Oscar'ına" tek aday... Yıldırım'ın "Ben bu kulübün başkanıyım, gerektiğinde soyunma odasına iner, fikrimi söylerim, gerektiğinde müdahale ederim, çünkü sonunda o tribünler bana hesap soruyor" isyanını ne zaman hayata geçireceğini merakla bekliyoruz... Aragones amca, çokbilmişliğinden vazgeçeceğe hiç benzemiyor... Onun derdi yok; kovulursa tazminatını almak için her şartı koşmuş birisi için, önemli olan F.Bahçe olamaz ki... Eyyy başkan, eyyy yönetim, eyyy taraftar... Semih'ine ne zaman, kerhen değil, adam gibi sahip çıkacaksınız? Onun, sakat Güiza'ya bile tercih edilememesine, ne zaman isyan edeceksiniz? Güiza için, Alex'i bile kaybeden (!) F.Bahçe'ye, ne zaman el koyacaksınız? Söyleyin, ne zaman? Semih gibi profesyoneller, futbolumuzda çok mu bulunur zannediyorsunuz... Öyleyse vurun yumruğu gereken yerlere... Kendiniz için olmasa bile, Semih için, F.Bahçe'nize sahip çıkınız... >> Bez Bebek Fox TV'yi izleyenler bilir... Sabahın köründe açın, karşınızda "Bez Bebek" Öğleden sonra kanal kanal gezerken yine bu kanalda karşınızda "Bez Bebek" Bitmedi... Akşam da unutulmaz "Bez Bebek" hayranları... Eğlenceli bir programı, bu kadar sık yayımlayarak, bıktırıcı hale getirenler, reyting savaşında, günü kurtarmak istemektedir... *** Dönüyoruz, televizyondan futbol sahalarına... Karşımızda hep Lincoln... Hani şu, sezon açılışlarına türlü bahanelerle hep geç katılan Lincoln... Deplasmanları fazla sevmeyen, sakatlığa bayılan, bunu da bahane ederek, 80 yaşındaki bir insanın, düzelme reaksiyonu gibi yavaş toparlanan Lincoln... Adam "Cam Bebek" Adam "Naz Bebek" Adam "Küs Bebek" Biz, Fox TV'cilere kızıyoruz "Başka programınız yok mu?" diye... G.Saray'ın; her türlü kaprisine ve yanlışına rağmen hâlâ el üstünde tuttuğu, bir defa olsun kulağını çekmediği Lincoln'den başka derdi yok mu acaba? Onun yüzünden ceza yemek G.Saray'da; bildiri yayımlayıp, antipatik olmak yine G.Saray'da... Ve bu G.Saray, hatalarını, en büyük hatası Lincoln'le kapatmaya daha ne kadar devam edecek? Sarı kırmızılı kulüpte artık şu gerçek, su üstündedir... Hep yanlış insanlar, hep hatalar ve hep üzülen sevdalılar... Ve de Albert Hubbard'ın dediği gibi "Hayatta yapabileceğiniz en büyük hata, sürekli bir hata daha yapacağınız korkusudur" İşte G.Saray'ın portresi budur şimdi...