Sessiz ve derinden

A -
A +

Kim ne derse desin, Beşiktaş ligin ve kupanın en istikrarlı takımı! Çünkü, siyah-beyazlılar ne iyi oynuyor, ne kötü... Bir yol tutturmuş, gidiyorlar... Hani "Ne kokar, ne bulaşır" derler ya aynen böyle! Sessiz ve derinden... Ligde, hızla düşüşe geçmiş Ankaraspor karşısında, rakibin "moral bozukluğu" şaşkınlığından faydalanmak isteyen Beşiktaş, sahaya doğru kadro ama yanlış oyun anlayışı ile çıkmıştı... Sivok'tan savunma ile forvet köprüsünü kuran, Ernst'i ofansif yönde daha fazla kullanmak isteyen, fakat bunun yanında orta sahasını geniş boşluklar halinde rakibe teslim eden siyah-beyazlılar, rakip kaleye gitmekte çok zorlandı... Oysa top hep ayaklarındaydı... Ama pozisyonları, gece karanlıkta yere düşmüş bozuk para gibi arar haldeydi... İbrahim Üzülmez'in, önündeki boşluğu fırsat bilip, defalarca hücum ataklarına depar atması dışında, sağ kanadı hemen hemen hiç kullanamadı Beşiktaş... Bobo ve Nobre'ye atılan yüksek toplar ise Ankaraspor'un uzun savunma adamları tarafından kolayca etkisiz hale getirildi... Faul olduğu bile bize göre şüphe götüren ama yardımcı hakem Mustafa Emre Eyisoy'a göre penaltı kararının ağırlığı, gecenin en büyük defosu oldu... Bizim futbolumuzda, İbrahim Üzülmez'in rakibini çekmesindeki ceza ağırlığı, her maçta defalarca yapılan faullerden farksız değildi... Bazı maçlarda hiç verilmeyen bir masum faul, dün gece penaltı gibi ağır cezaya mahkum oldu... Beşiktaş bu şok golün altından taa 41. dakikada Delgado'nun müthiş golü ile kurtulduğunda, oyunun adaleti de tecelli ediyordu... İlk yarıda konuşulacak bu iki gol dışında, tribünlerden atılan, bu güne kadar böylesi hiç görülmeyen "havalandırma kapağı" geceye damgasını vuran bir çirkinlikti... İkinci yarıda Bilal ve Neca ile önemli iki fırsatı kaçıran Ankaraspor, Bobo'nun yerini Holosko'ya bıraktığı dakikadan sonra sıkıntılı anlar yaşadı... Nitekim, 77. dakikada Hakan Arıkan'dan başlayan, Nobre'nin ikramı ile devam eden ve Holosko'nun şutu ile yakalanan ikinci gol, Beşiktaş'ın bu maçtaki hakkını da teslim ediyordu adeta... Denizli'nin Cisse ve Yusuf atakları da kalan dakikalarda sadece skoru, yorgun olmayan ayaklarla korumayı amaçlıyordu... Yusuf'un attığı gol de işin lezzeti oldu... Böylesine bir kupa maçında, sahadaki futbolcular arasından bir ikisini ayrı tutmamız ve onlara ayrı birer paragraf açmamız gerekiyor... En büyük alkış İbrahim Üzülmez'e tabii... İbrahim Toraman, Zapotocny ve Sivok ise yıldızlaşmasalar da, gecenin kahramanlarından bazılarıydı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.