Sevgi primini haketmeyenler

A -
A +

Maçların öncesinde ve bitiminde izliyoruz... Futbolcuların görüşü alınıyor... Daha doğrusu, belli futbolcuların... Kameralara alışkın bu kesim, birer filozof edasıyla milletimize (!) önemli mesajını veriyor... "Üç puan aldığımız için sevinçliyiz... Bu galibiyeti unuttuk.. Önümüzdeki haftalara bakıyoruz" Bu üç cümlenin dışına çıkan, öyle az futbolcu var ki...  Her olayda Fatih Terim örneğini veriyoruz... Ama Allah'ı var, İtalya onun kıymetini bilmesede, Terim, Türk futboluna öyle artılar ekledi ki... G.Saray Teknik Direktörü iken, futbolcularına diksiyon dersi bile aldırdı... Kamera karşısında söze "Eee" diye başlayan futbolcusuna ekran yasağı getirdi... Ona göre "G.Saraylı futbolcu, örnek kişidir", asla alay konusu olamaz... Terim zamanınından kalma bu güzellikler, ne yazık ki günümüzde geçerliliğini kaybetti... Şimdi bakıyorsunuz, kameranın karşısında burnunu karıştıran, kulağına parmağını sokan futbolculardan aynı ses: "Bu maçı unuttuk, önümüzdeki haftaya bakıyoruz." Sanki her biri yıldız futbolcu değil, TV cahili... Konuşma özürlü... Kültür yoksunu...  Onlar da haklı... Futbol, genelde cahil, kültürsüz kesime hitap eden bir spor... Seyircinin kalitesi az çok belli... Bu olağanüstü ekonomik koşullarda bile, bir pozisyonu 10 defa tekrar edip, bazı kesimleri idam, bazılarını da isyan ettiriyorsak, bir taç atışını "Hakkımız yendi" diye gündeme getiriyorsak, bu cahil kesime "Narkoz" taktiğidir... Dolduruşa getirilmiş, vurduyu kırdıyı seven, başkasının haklarını hiçe sayan toplum kesimi, tribünlere doluşurken tek bir amacı var... Terör estirmek... Maça gelirken, sanki onların her biri, birer general... Emrediyor... "Bu futbolcunun anasına sinkaf..." "Şu yöneticinin mezardaki sülalesine sinkaf..." "O hakemin, karısına, doğmamış çocuğuna sinkaf..." Bunlar da yetmiyor... O maçla işi olmayan "Diğer takımlara sinkaf..."  Tribün amigoları, maçtan çok önce stada yöneticilerin de özel izinleriyle soktukları "Atılacak maddeleri" bir işaretle, sonucunu düşünmeden sahaya fırlatacak kadar gözü kara insanların başkomutanı adeta... Kafaya, göze, surata... İsabet sağlanana kadar atış serbest... Amerika'nın, bin Ladin'e savurduğu serseri bombalar gibi, amigolar da cahil taraftara atış emri veriyor... Üstelik, önlerindeki polisin gözünün içine baka baka... Onları hiçe saya saya... Ekranlardan milyonlarca eve, ahlâksızlığı soka soka... Kimsenin bu terörü durdurmaya niyeti yok... Bakın, gücü yok demiyoruz... İstedikten sonra neler yapılmaz... İki amigo liderine yasak koymaya çare diye sığınılıyorsa ve üstelik, o amigolar tribündeki yerlerini yine de alıyorsa, vah bizim spor anlayışımıza...  F.Bahçeli Ümit Özat ve Abdullah, Beşiktaşlı Tümer ve Nihat, G.Saraylı Ümit Karan ve Serkan... Bir maç sonrası, ekranlardan üç beş kelimenin dışında da kelam edebilseler... Ülkemizde futbolun, yüzde 70 cahil kesime hitap eden bir oyun olduğunu söylesek de, bu profesyonellerin, yüzde 30'u dikkate almadan konuşmaları adamı sinir ediyor... Zaten, tribünlere aileler çocuklarını da alıp gelemez oldu... Nedense, bir avuç teröriste teslim olan stadlarımızı kurtarmak da kimsenin işine gelmiyor... Ama yine de seyre koştuğumuz insanların, onları bir şey zanneden genç dimağlardaki imajını kurtarmaya çalışalım... Her konuştuğu saçmalıklar ekran ve sayfa sütunlarında yer bulmasın... Tribündeki sinkafları, kulaklara taşımayalım... Böylece, kaybolmaya yüz tutmuş futbol sevgisini en azından yerinde tutabiliriz... Görev zor değil... Sadece biraz "Yürek" biraz da "Seçicilik..." Hepsi bu kadar...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.