Ohh... Hele şükür... Küfürsüz, yabancı maddesiz saf bir maç seyretmek nasip oldu nihayet. G.Saray trübünlerine binlerce teşekkür! Dün gece onlara ihtiyaç duymayan G.Saray için hiç farketmedi aslında. Çünkü onlara saha içinden müthiş bir destek geldi. Mutlu Çelik yaptı yapacağını Elazığ'a. Fatih Terim sahaya çıkan futbolcularının eline "Sizsiz ve sessiz olmuyor" pankartını tutuşturmuştu. Kendisi de belki uğur olsun diye, o alışkın olduğu yedek kulübesini de değiştirmişti. Bu kadar uğur deneyen Terim, sistemde de inatla mücadelesini verdiği 3'lü defans anlayışını dün gece de sürdürdü. Daha ilk dakikada Mezsaros'un direkte patlayan ihtarıyla gecenin zor geçeceği sinyali gelmiş oldu. Ama şans, G.Saray'dan yana olacağını de belli etmişti bir kere... Elazığspor'un futbolu çirkinleştirmek istemeyen modern anlayışı ayaz gecenin güzelliklerinden biriydi. 16.dakikadaki defans kademe anlayışlarını kaybetmeseler, G.Saray'ın golü bulması çok zor olacak gibiydi. İlk yarının sonuna gelindiğinde Hakan Ünsal'ın bir voleybolcu gibi topa şamar yapıştırması, G.Saray'a geçilen en büyük torpildi. Mutlu Çelik, dün o seyircisiz ve küfürsüz maçta bile defolu bir hakem görüntüsünden kurtulmamak için, inat edercesine bal gibi bir penaltıyı çalamadı. İşte bu kıyak, G.Saray'ın gecesini kurtarma operasyonu gibi ikinci yarının hemen başında Hasan Şaş'la semeresini gösterdi. G.Saray önce Beşiktaş'ın Antep deplasmanında puan bırakması, sonra da Elazığspor'un işini bitirmesiyle; ligde bazı önyargıları da siliverdi. Galiba, şampiyonlukta damat adayları şimdi çoğaldı.