Bugün, bir "derde deva" tarifiyle başlayacağız güne! Malzemeler öyle pahalı değil... Her bütçenin elverdiği ölçüde üstelik... Bir tutam "Andız otu", birazcık "kişniş", üç kaşık "Hint safranı", bir avuç "ebegümeci" ve "Yaban mersininden" iki ölçeği atın bir kabın içindeki suya... Kısık ateşte kaynamaya başladığında "badem yağı" ile "hıyar suyunu" da ilâve edin... Üç kaşık "iyotlu tuzu" önce, arkasından da "karakovan balından" büyükçe bir kesmeyi de attık mı içine... Ateşten almaya yakın "sirke" ve "gülsuyunu" da ihmâl etmeyip, soğumaya terk edin bu imâlatınızı... Ve ılıdıktan sonra afiyetle için bol bol... *** Göreceksiniz, Türk futbolunun sinir ettiği, teşvik primlerinin artık utanmadan ağıza alındığı, federasyonun, MHK'nın kişiliğini yitirdiği bir ortamda, şifa olacaktır size bu özel formül! İçin ki rahat edin... Başka çareniz yok... İğrenç de olsa, bu "özel formül" dürtülerinizi yatıştıracak, dünyadaki çirkinlikleri, çölde göl bulmuşcasına unutturacaktır size... Konuşmaktan sıkılmayıp, çamura gömülenlerin, hâlâ daha insan içine çıkabildiği bu Türkiye'de, bu karışımı içmekten başka çareniz yok... İçin ki, kurtulun... Dertlerden, kederlerden, pisliklerden arındırın kendinizi... Derin uykuya dalmayı, mide yanmasını, baş dönmesini, kalp tıkanmasını dikkate almayın... Bütün bu eziyetler, futbolumuzun, çirkeflik içinde yüzmesini görmekten iyidir... *** Kulüpler Birliği Başkanı sayın İlhan Cavcav, her zamanki "cavcavlığıyla" konuştu yine: "Türkiye'de teşvik primi dün de vardı, bugün de var!" Yâni, federasyonun "Şike" malzemesi olarak kabul ettiği prim olayına, Cavcav, sıradan bir iş gibi bakıyor... Yıllardan beri, karaborsa adam satıp, kulüp kasasını parayla dolduran, bunu da her seferinde övünç ve seçim malzemesi olarak kullanan bir başkan, teşvik primine sempatik yaklaşıyorsa, bu işin çivisi çıkmıştır arkadaş... Bir takıma, diğerini yenmesi için verilen bu paranın, dopingden ne farkı var Allah aşkına? Ha damardan atlara vurulan coşturucu iğneyi yapmışsın, ha adama paranın tatlı yüzünü göstermişsin... Bir sigara paketine adam vurulan ülkede, tomarla dolar sunulanların, kendilerini "mâsum" göstermesi ve bunu göğüslerini gere gere deklare etmeleri, ayıplı yaşamalarının unutulduğu anlamına gelmez... Suçu işlemek, mutlaka "tetiği çekmek" demek değildir... Mermiyi ve silahı veren de, asla mâsum olamaz ki... *** Futbolumuzda, şiddeti önlemek için, göstermelik yasalar çıkarılıyor... Uygulanması mümkün olmayan, uygulayacak adam bulunamayan yasalarla gönül avutuyoruz... Otobanda, yayaların kollarını sallaya sallaya geçmeleri, bugüne kadar, yasalarla nasıl önlenmiş ki? Canını hiçe sayanları durdurmak, ancak ve ancak yüksek duvar ve tel örgülerle mümkündür... Bizim Türk insanı, lâfla, nasihatle, isteklerinden, yapacaklarından vazgeçirilemez ki... Daha bir kaç gün önce, Antalya'daki özel futbol turnuvasında, bıyıkları bile terlememiş "small forması" bile sırtında iğreti ve bol duran, üstelik G.Saray gibi bir takımın, o anda "kaptanlık pazubantını" koluna takmış bir "şımarık" futbolcu, yardımcı hakeme küfür ediyor... Daha dün "gecekondu semtinden" geldiğini çabuk unutmuş; ukalâ, terbiyesiz ve de şımarık haliyle, kırmızı karta davetiye çıkarıyor... Ve o anda tribünlerden hakemlerin eşi, anası ve çocuklarına ağza alınmayacak "koro küfürler" kaplıyor etrafı... Bir şımarık adamın fitilini ateşlediği topluluğa, yasa, polis vız geliyor... *** F.Bahçe gibi bir kulübün başkanı, içinde "geri zekâlılar" ibarelerinin bol bulunduğu bir açıklama yaparak, tribünleri basın mensuplarına karşı kışkırtmıyor mu? Beşiktaş'ın yönetimi, seyircisi ile kapalı tribüne oturup taraftarıyla birlikte "şerefsiz basın, i... basın" diye yeri göğü inletmedi mi bu Türkiye'de? En kolay meslek olarak görülen "spor yazarlığına" balıklama dalmayan kaç hakem hocası, eski hakem, balıkçı, TIR'cı, işadamı kaldı? Mesleğimizin ayaklar altına alınmasına, Taksim'de tacize uğrayan "turist kız" gibi "parmaklanmasına" seyirci kalınan bu ülkede, yazımızın başında tarifini verdiğimiz, o "iğrenç karışımı" içmek daha doğru bir tercih sebebi değil mi? Teşvikle şikeyi harmanlamayıp eveleyip geveleyenlerden nasıl kurtulacağız, nasıl? Ya bizim karışımı için, ya da, devre arasını tribünleri gaza getirecek "hayali transfer" haberleriyle avutanlara, teşvikçilere, şikecilere, tribün teröristlerine kulak verin eyy dostlar... Tercih sizindir...