90 dakikaya sadece üçü gol olan, 4 şut sığdırabilen Sivasspor ve Trabzonspor'u kutlayalım mı şimdi?
Kupada finale giden yolda bu kadar uyuşuk futbolla, hiç de buralara yakışmayan görüntü veren iki takım, seyredenlere kocaman ayıp etmiştir...
Ama müsabakanın bir kocaman fiyaskosu daha vardı ki; arkadaşlarının emeğine limon, sirke dökercesine, ev sahibinin ümitlerini azaltırken, Trabzonspor'a rövanş için moral aşıladı o...
Ümit Kurt'tan bahsediyoruz...
90 artı üçüncü dakika oynanırken, Henrique'ye lüzumsuz bir faul yapan bu futbolcu, sadece kalesine golü buyur etmedi; teknik direktörü Rıza Çalımbay'ı da tribüne gönderdi...
***
Trabzonspor dün sahaya bir çıktı ki; dayak atmışlar da "çıkın oynayın" demişler her birine sanki...
Bu kadar iştahsızlık çeken bir on birin, Sivasspor önünde, genelde top kayıpları ile aciz durumlara düşmesi, rövanş için hiç de hayra alamet bir görüntü değildi...
Ama son dakika golünü müthiş bir ustalıkla filelere gönderen Sapara, o her hattıyla, sapır sapır dökülen bordo-mavili takımı, belki de final için hırslandıran adam oldu...
Kaleci Tolga'nın yenen iki golde de, zerre kadar hatası yoktu...
***
Colman'ın yasak savar gibi oynadığı her dakikada kaçak güreşmesi; Volkan'ın oyundan alınırken, saha içinde kaldığı dakikalarda ne yaptığını sorgulamaması ve buna rağmen kulübede isyanları oynamasının sebebi neydi acaba?
Sivasspor'da Eneramo'nun iri cüssesi ile rakip defans arasında güç gösterisi yapması beklenirken, o ezilip bükülen adam gibiydi...
Olumlu tek bir hareketi olmadı...
Tatsız, tuzsuz ama golleri ile lezzet kokan bir karşılaşma da, Ümit Kurt'un, maçın en "sırtı kaşınan adamı" olup; bir takımı sevindirirken, kendi takımını derin düşüncelere atması, geceye damga vurdu...