Siyah ateş!

Beşiktaş da fena alıştı ha! G.Saray karşısında 90 dakikada 3 gol birden bulan siyah-beyazlı takım, Karabükspor önünde ise bu 3 golü ilk 45 dakikaya sığdırdı... Fernandes'in şov yaptığı karşılaşmaya, ev sahibi, ürkek bir görüntü içinde, ne yapacağını düşünürken Portekizli, bir tilki gibi daha maçın 4.dakikasında golü kokladığında, Karabükspor yelkenleri suya indiriverdi... Oysa bu bir kaza golü olarak da nitelenmesi gereken, beklenmedik bir sayıydı... Selim Teber'in ve İshak'ın pas hatalarının yüzdesinin yüksek olduğu bu ilk 45 dakikada Karabükspor, sadece bir kere, o da Shelton'ın boş kale yerine direğe nişanladığı topla Beşiktaş kalesine yaklaşabildi... Daha ligin başı... 3. haftada S.O.S veren bir Karabükspor'a, yol yakınken pansuman değil, cerrahi müdahalenin şart olduğunu söylemek zorundayız... Çünkü Demirçelik tesislerinde çalışan her işçinin maaşından kesilen harçlıkların vebali büyük olur... Onlar ki, 1650 derecede kaynayan çelik kazanları ve ömürlerini kısaltan, asitli havanın çemberinde çalışarak, sevdikleri takıma zoraki bir yardımı yapan emekçiler... O zaman bu takım da o işçilerin emeklerine saygı gösterip, sahada bu kadar uyuşuk dolaşmayacak... *** Beşiktaş, Toraman'ın tekrar stopere çekilerek, önünde Necip takviyesi, koşan Veli ve Olcay'la orta saha kontrolünü mükemmel yapan bir görüntü içinde, Fernandes'i gözden kaybettirmeyi becerdiğinde, Karabükspor'un gözle görülür tek varyasyonu bile göremez olduk... O Fernandes ki, 4. dakikada attığı golü, bir de 36. dakikadaki sayısıyla süslediğinde karşılaşma 90 dakikada değil, 45. dakikada sona ermişti bile... İkinci yarı, Beşiktaş'ın işi idare etmesi, Karabükspor'un da, çırpınışları içinde geçti... Ama Kartal, ipleri eline almıştı bir kere... Kötü oynayan tek kişi yoktu siyah-beyazlı takımda... Karabük'de bir söz vardır: "Bu şehirde mavi ateş yanar!" Ama dün gece, Beşiktaş'ın siyah ateşi düştü o taraftarın gönlüne... Siyah-beyazlı takım yükseliş ivmesini her geçen gün arttırırken, Karabük, avaz avaz bağırıyor: "İmdat düşüyorum!"