Söke, söke...

Trabzonspor için vize, Beşiktaş için ise taraftarının gönlünü alma ve varlığını hissettirme maçı, yeniden geri dönen kış mevsiminin soğuk İnönü gecesinde, yürekleri ısıtan bir karşılaşma olarak karşımıza çıktı... Bordo-mavili takım, daha ilk dakikadan itibaren, zirvede gündüz seansında Bursaspor'un puan kaybetmesi ile F.Bahçe ile baş başa sürdürdükleri şampiyonluk yarışında yara almamak için dirençli ve kazanma azmi içinde bir 90 dakikanın havasını yakalamıştı... Serkan'ın kırmızı kartla 10 kişi bıraktığı o Trabzonspor, bir dakika olsun bu eksikliği hissettirmeden, çok önemli bir gümrükten, sorgusuz sualsiz geçmesini bildi... *** Serkan'ın kırmızı kart görmesinde kabahat sadece onun değildi... O dakikaya kadar, maçın ağırlığı altında ezilen hakem Tolga Özkalfa'nın 23. dakikada Giray'ın İsmail'e "uçan tekmesini" sanki tokalaşmak için elini değil ayağını uzatan bir centilmenlik içinde değerlendirip "devam" demesi, olacakların da habercisiydi adeta. Ve Özkalfa'nın bu toleransının faturası da zaten az sonra Serkan'a çıktı... İlk yarıda maçı kazanmak adına olumlu işlere imza atan taraf Trabzonspor'du... Beşiktaş'ın sağ kanadını iyi kullanan bordo-mavililer tüm ataklarını bu yöne yığdılar... *** Beşiktaş, ilk 45 dakikada sadece Bobo'nun "bu da kaçar mı" dedirten şutu dışında, Trabzon kalesine fazla yaklaşamadı... Çünkü orta alanda Guti, Simao ve Fernandes, oyun kurma adına iyi işlere imza atamıyordu... İkinci yarıya Fernandes'i Nobre ile değiştirerek başlayan Schuster, eksik rakibini yıpratmayı planladı. Halbuki Fernandes yerine Guti'nin dışarı alınması daha doğru olacaktı... Bobo'nun 66. dakikadaki golü heyecan perdesini açtı. Bir dakika sonra Ceyhun, Beşiktaş defansının duran top zafiyetini iyi değerlendirdiğinde tekrar denge kuruldu... Ve bir dakika sonra da, Sivok'un kırmızı kart görmesi altmışlı dakikaları biranda maçın odak noktası haline getirdi... Tolga Özkalfa'nın maçın ağırlığı altında ezilmesi, güzelim maçın canına okuyan adam olması, Trabzonspor'un emeklerine engel olamadı... Bordo - mavililer ve bilhassa Burak Beşiktaş'tan daha istekliydiler çünkü... Ve istediklerini Özkalfa'ya rağmen, söke söke aldılar...