Son bir şans!

A -
A +

Düşünce tarzları farklı insanların bile, yeri geldiğinde, kol kola girmesi ve ortak noktada birleşmesi mümkündür... Hâttâ, tamamen zıt kutuplarda dolaşsalar da, bir kavşakta mutlaka karşılaşır bunlar... O kavşak; bir sevgili, bir tutku, bir amaç ve hedef içerir çoğu zaman... Sarmaş dolaş olunan sevdalarda esas birleştirici nokta, hissedilen acıdır... Aynı sızıyı yüreklerde duymak, düşünce ve mantık ayrılıklarını bile hiçe saydırır adama... Ve duygusallık vitrine çıkar, tek yürek olur insan... *** "Zarar verecek doğruları bile söyleme" derler bazen... Neden? Çünkü o doğrular, gider bir yerlere saplanır... Derin yaralar açar... İyi ama etrafa hep "pembe gözlüklerle" bakmak, geçici mutluluktan başka ne kazandırır, o gözlüğü takanlara? Doğrular acı verse de, söylenmeli ve usulünce dile getirilmelidir... İşte ancak o zaman güzellikler yakalanır, gerçek mutlulukla tanışılır... Burçların çatışmasına inananlar kadar kötümser ve olumsuz düşüncelerin, işin ucunda bir beraberlik gözüktüğü andaki tüm olumsuzlukları silmesi nasıl yaşanıyorsa, aynı çatı altında birleşenlerin amaçları da böyle olmalı... Ama... Zamanı geldiğinde... *** F.Bahçe taraftarı şu günlerde bir ikilem içinde... Kimisi isyan halinde, kimisi daha sakin ve olgun düşünerek takımlarına her şartta destek vermek niyetinde... "Felaket geliyor" diye bağıranların, Antalya yenilgisi sonrası, havalimanında futbolculara yumurta saldırısı yapıp, kimisine saç jölesi, kimisine yumruk gösterip, adeta geçmişi bir çırpıda unutmaları, hiç hoş manzaralar değildi... Bu takım eğer seviliyorsa, eğer sevilecekse, bir yenilginin üstelik en yakın rakibe 6 puan ve averaj farkı atılmışken, bir çırpıda yüreklerden silinmesi, kalp yaralayıcı olduğu kadar, geçici sevdalara da örnek bir göstermeliktir... Taraftar, kendini hep müşteri gibi gördüğünden, en iyisini istemek zorunda hissediyor... Ama müşteri, müşteriliğini bilmek zorunda... Öyle eline yumurta alıp, onu daha bir kaç hafta önce el üstünde tuttuğu futbolcusuna atarsa, o müşteri F.Bahçe marketine hiç gelmesin... İki "forma alıyoruz, kombine biletlere, onca para ödüyoruz" diye, kulübü sahiplenmek bir yanlışlığın en büyük zaafıdır... Şimdi F.Bahçe'de, yine yöneticiler, taraftara şirin gözükmek için, bazı "operasyonlar" peşinde koşacak... F.Bahçe taraftarının, esas hesap soracağı kişilerin, bu "duraklama devrinden" kolay sıyrılmaması lâzım... Çünkü yanlışlıklara imza atanlar, paraları çarçur edenler, yöneticiler değil mi? Kezman'ı, Deivid'i, Lugano'yu, Edu'yu bu takıma getirip, milyonlarca euro sayan yönetim "tutmayan aşının" tek sebebi değil mi? Öyleyse hesap sorulması gerekenler, bunlar değil mi? Öyle ikide bir istifa edip, sonra "kırmızı halı" ile geri dönmeye alışkın insanlar, sıkıya geldiğinde, işin içinden bu kadar kolay sıyrılamamalı... Mesuliyet duygusunu, biraz olsun yüreklerinde hissetmeli... Tribünlerde, taraftarın birbirine düşmesini uzaktan seyretmek, basına duvar örüp, mesafe koymak, yüreği her ne şekilde olursa olsun, F.Bahçe sevgisi ile dolu olanları "ihraç mekanizmasının" çarklarında boğmak, yöneticilik değildir... Yöneticilik, kucak açmaktır... *** Geçen sezon yaşanan "14 Mayıs felaketinin" korkusunu, şimdi yeniden hissetmek, F.Bahçe taraftarının sinirlerini yeniden bozdu... En ufak kıvılcımda, futbolcusuna sırt dönen, ona el kaldıran, ağzını bozan kişilerin, ilk hedefleri, ne yazık ki, sahanın içindekiler olmaktadır... Oysa, o beğenmedikleri insanları transfer edenler ne güne duruyor? O, 100 milyonluk takımın başına Zico gibi, Avrupa'da sadece birkaç maç oynamış birisinin getirilmesi için, ayaklarının altına euro serenler ne güne duruyor? Tribün gerginliğini söndüreceğine, federasyonu bile "hedef tahtası" gösterip, onun başkanına "Stadıma gelme, yoksa başına geleceklerden hiç mesul değiliz" diyebilecek nitelikteki yöneticiler, ne güne duruyor? Kimseye "isyan edilecek hedefleri" göstermiyoruz... Kimse kimseye, kırıcı olmasın... Ama kimse de, adresleri karıştırmasın... Ve kimse ortalığı bu hale getirip, suçu başka yönlere çekip, hedef şaşırtmasın... *** F.Bahçe'ye Anelka, Hooijdonk gibi futbol ustalarını getirenler, şampiyonlukların yakalanmasında ortak pay sahibi olup, nasıl böbürlenmişlerse, şimdi getirdikleri ve inanılmaz paralar saydıklarıyla da, o derece utanmalıdır... Hooijdonk'un frikikleriyle kolay yakalanan şampiyonlukları unutan, Anelka'nın futbol resitalinin önünü kesmek isteyenlere ses çıkarmayıp, gitmesine göz yumanlar, şimdi "bir defa olsun" hatalarını kabul etmelidir... Bu takımı şampiyon yapan Daum, Mustafa Denizli bile kovulurken, hâlâ o eski kimlikleri ile, o kafa düşünceleri ile, bazı yöneticilerin de emekliliği gelmiştir artık... Şimdi F.Bahçe taraftarının yapacağı tek şey var... Son bir defa, bu yönetim yanlışlıklarını unutmak, son bir defa futbolcusuna sarılmak, son bir defa tribünde guruplaşmaları sona erdirmek... Farklı düşüncelerin, acılarını yüreklerine gömüp, tek yumruk olma zamanıdır şimdi... Amma... Bu son şansı değerlendiremeyen, her kim olursa; başkan, yönetici, futbolcu; yolların ayrılacağı kavşakta beyaz mendillerle uğurlanması şarttır... > NARKAN boşluk yorumunu yaz Turkcell, Telsim, Avea 2866'ya gönder (4 SMS/ 8 Kontör)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.