Sönen hayaller!

A -
A +

İnsanlar, tabii ki hayal ettiği müddetçe yaşar... Uyumadan önce yatakta hayal eder... Boş vakitlerinde, bir bankta hayallere dalar... Eline alır kağıt kalemi, olmayan sevgiliye satırlar karalarken hayaller kurar... Ve de Beşiktaş gibi, rakibin büyük olmadığını söyleyerek, Wolfsburg'un geçen senenin Almanya şampiyonu olduğunu futbolcusuna unutturarak, Şampiyonlar Ligi hayallerini taze tutar... Ama her zaman olduğu gibi hayaller çabuk söner... Tıpkı dün gece, Beşiktaş'ın sönen hayalleri gibi... *** Oysa gerçekler vardır... İnsanların önünde dağ gibi... Aynada kendisine bakıp, dev gibi göremeyeceği gerçekler... "Benim etim bu, budum bu" demeye korkulsa da, kaçamayacağı gerçekler vardır insanların önünde... Dün gece Beşiktaş, çok hayal ettiği ama gerçekle burun buruna geldiğinde de, rüyadan uyandığı bir 90 dakika yaşadı... Rakibin, gruptaki en büyük engel olduğunu fazla dert etmezmiş gibi gözükürken, kazaya uğradı kendi sahasında... *** Beşiktaş'ın zaten sakatlarla başı dertteydi... Toraman, Nihat ve Rüştü'nün oynayamayacakları önceden belliydi... Mustafa Denizli'nin "Buna da şükür, elde kalanlarla aslanlar gibi savaşırız" diye düşündüğü anda, başına gelebilecek en büyük şanssızlık son dakikayı bekledi... Hepsi bir yana Ernst'in rahatsızlığı, hem Beşiktaş'ın, hem de Denizli'nin belini büküverdi... Çünkü düşmanın üzerine cephanesi bitse bile gözünü karartıp giden Ernst, yerinin doldurulamaması yüzünden hayallerin de sönmesine sebep oldu... Uğur İnceman, Serdar Özkan, İbrahim Kaş, Tabata... Bunların hepsini harmanlasanız, bir Ernst etmiyordu ki... Kartal'ın omurgası bir bağırsak enfeksiyonuna kurban gitmişti sanki... *** 14. dakikada gelen Wolfsburg golünün sahibi Misimoviç, o ana kadar kaleci Hakan'ın yaptığı iki hatadan cesaretlenerek tüm gücüyle topa vurduğunda Şampiyonlar Ligi hayalleri de güme gidiyordu sanki... Yediği golle, gardı çabuk düşen Beşiktaş, bir türlü kendisini saha içinde toparlayacak gücü bulamadı... Hele ilk yarıda rakip kalecinin keyfini bozacak tek harekete imza atamadı... Hele Gentner'in, dalga geçercesine attığı ikinci ve Dzeko'nun 3. golünden sonra, İnönü'de yönetime ve futbolculara isyan bayrağı tekrar açıldı... Doğru dürüst hayal bile edilmeden, büyük hayaller söndü... Mustafa Denizli ile Şampiyonlar Ligi'nde, oluyor işte böyle şeyler...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.