Sözümüz söz!

"Avrupa inekleri, dünya nüfusunun yarısından daha zengin." Brezilya'nın Porto Alegre şehrinde yapılan "3. Dünya Forumu" toplantısında, ortaya çıkan tablo, maalesef böyle... Yayınlanan rapora göre, AB ülkeleri, inek başına günde 2.2 dolar sübvansiyon sağlarken, dünya nüfusunun yarısı, günde 1 dolardan daha az parayla geçinmek zorunda kalıyor... Bu toplumsal ve acı ekonomik gerçek, bizim Türkiyemiz'de daha da vahim... Kimisi çöp kutularında artık ararken, kimisi ucuz ekmek kuyruğunda ömür tüketiyor... Kimileri de "Tatlı hayata" devam diyor...  Bakınız bizim basın sektörüne... Bu mesleğe neredeyse ömrünün en güzel yılların vermiş olanlar, inim inim inlerken, birileri "Şip-Şak" mesleğimizin uzmanı oluyor... Çünkü bizim meslek, dünyadaki "En kolay meslek!" Çünkü bizim meslek "Yapmayanın dövüldüğü" en basit meslek! Spor basınının, böylesine yozlaştırıldığı günümüzde, ortalığı boş bulanlar, artık işi iyice azıttı... Bakanlar yazar, başkanlar yazar, futbolcu eşleri yazar, mankenler yazar, türkücüler yazar, avukatlar yazar, balıkçılar yazar, sebzeciler yazar, yazar da yazar... Bunlar yetmiyor, amigolar da yazar... Kıskançlığını yapamadığımız mesleğimiz, artık elimizden uçup gitti... Hepimiz seyirciyiz... En sorumlusundan, en küçüğüne kadar sorumsuzca davrandığmızdan, elimizden uçup gitti... Allah rahmet eylesin...  Bir araya gelip, TSYD tüzüğünü değiştirememenin acısını hepimiz çekiyoruz... Hele, gelecek nesil gazetecileri daha da fena çekecekler... Onlara bırakacağımız miras, ne yazık ki, bizlere bırakılan mirasın ihaneti olacaktır... İki lâfı bir araya getirip cümle kuramayanlar bile, televizyonlarda yorumcu olarak geçiniyor... Ama onlar suçlu değil ki? Onlara bu fırsatı veren zavallı yöneticiler, avantacılar, menfaatçiler, geleceğe yatırım yapan sorumlulardır... Sorumsuzluklarını örtmekte usta kişilerin, spor medyasının içine bulaştırdıkları kirler, ne yapsanız artık temizlenemez... Namus gitti bir defa... Namussuzca davrananlar tarafından... Para için yapmayacakları iş olmayan, avanta almadan imza atmayanların ihanetine uğramıştır bizim meslek... "Hafif meşrep" değil "Hafif meslek" olmuştur artık...  Gazete sütunlarında sayfalarla yer bulan "Usta kalemler" de, bu yozlaşmanın, vurdumduymazlarıdır, ne yazık ki... Derin yırtmaçları bile sporun içine sokan Sayın Hıncal Uluç, bir defa olsun, sonradan birdenbire olmuş "Spor yazarları !" için tek kelime oynatmamıştır... Haklarında büyük ithamlar bulunanları, asla afişe etmemiştir... Çünkü, onun piyasaya sürdüğü, bir anda spor sorumlusu, köşe kapmacısı olarak lânse ettiği kişilerdir bu gibi usulsüzlüklerde adı geçenler... Bir gün olsun basın tribününde, bizlerin arasında oturmayıp, azınlıkta kaldığımızı görmemiştir... Sayın Hıncal Uluç, bir örnektir... Sadece TSYD'yi suçlamakla iş düzelse, gelin hep birlikte bu derneği toprağa gömelim... Ama kimsenin kılı kıpırdamayıp, koca sütunlarında spor yazarlığı yozlaşmasına satır ayıramayanlar, kendilerini sakın ola ki melek gibi görmesin... İnsanlıkla beraber, bizim mesleğimiz de tarihe gömüldü... Bu böyle biline...  Aramıza hoş geldiniz bakan yazarlar, başkan yazarlar, futbolcu eşi bayan yazarlar, balıkçılar, sebzeciler, şoförler, avukatlar, mankenler, türkücüler, yöneticiler, teknik direktörler... Ve aramıza hoşgeldin 05 Edi... Senin daha önce, tribünlerde gösterdiğin müthiş performansınla, Türk Spor Yazarlığı şimdi büyük kimlik kazanacaktır! Sütunun hayırlı olsun... İnek kadar kıymeti olmayanlar, affola, siz alçak sürünmeye devam... Sizlere para, sütun, şan - şöhret veremedik ama - Allah gecinden versin - çift sütuna 5 santim ölüm ilânlarınız mutlaka yayımlanacaktır... Sözümüz söz...