Sporun siyasileri

A -
A +

Seçim öncesi parti liderlerinin vatandaşlara verdiği sözlere bir bakın... Eğer verdikleri sözlerin binde birini yapsınlar, Türkiye ihyâ olur... Kandırma siyasetinin meydanlarda inanılmaz boyutlara erişmesini, meraklı ve alaylı şekilde izleyenler, liderlerden yağcılık alkışlarını da esirgemiyor... "Bravo, yaşa, varol, oyum senin" gibi sözler, ne yazık ki partilerin moral kaynağı olurken, hangi lider gelirse gelsin, meydanlar doluyor... Vatandaş işsiz, yapacak başka bir işi yok ki... Ha sinemaya gitmiş, ha liderlerin palavralarını dinlemiş... İkisi de eğlence onun için...  Sezon öncesi büyük kulüplerimizin başkanları sarmaş dolaş olup, sporseverlere "Temiz lig" sözü vermişlerdi ya... Çiçeklerle; sevgilerini göstermişlerdi ya... Lig yarışı başladığında, o sözler unutuldu, post kavgası başladı... Tribünler "Yer misin, yemez misin" koroları kurup, tüm hızıyla beste yarışına girdi... Bu yarışta, küfürün yanı sıra, çakı, çakmak, taş, kavga, kan da vardı tabii... Bu yarışta, anaların bacıların etekleri sallanıyor, mezardaki büyüklerin kemikleri sızlatılıyordu, kimin umurundaydı ki... F.Bahçe'ye verilen bir maçlık seyircisiz oynama cezası, yakında unutulacak... Ve yakında diğer büyükler ile Anadolu'nun şehirlerine yayılacak bu uygulama... Onların da cepleri yanacak... Bugün buna, yarın ona... Bakınız G.Saray-Diyarbakır maçında tek küfür dahi edilmedi... Ama seyircinin, kaleci Şenol'a olan alaycı sözleri küfür kabul edilip anons yaptırıldı... Oysa, daha düne kadar, ne alaylar dile getirilmişti... Eyyamcılık "Start" aldı bir kere...  Aziz Yıldırım, 500 milyarlık bir gelir kaybına uğrayınca, herkesle barışık olmaya yanaştı... Ali Şen'den de tepki almayan başkan, medyanın spor sorumluları ile bir araya gelip, seyirciyi galeyana getirecek haberlerin yapılmamasını istedi... Oysa tribünlerdeki amigolar, yönetimden habersiz mi bu zamana kadar bayrak astılar, konfeti attılar, meşale yaktılar? Bunları bu zamana kadar medya mı gazladı? Medyanın yarısından çoğuyla kavgalı bir başkanın, daha önce bu tavrını değiştirmesi yine de gerekmez miydi? Geç ama güç oldu... Panathinaikos karşılaşması F.Bahçe'nin bir tribün imtihanının gecesi olacaktır... Bedava biletleri kırpılan, maddi destekleri kesilen tribün amigolarının elini, kolunu, dilini bağlamak bakalım kolay olacak mıdır? Türk - Yunan dostluğu zaten pamuk ipliğine bağlı... Bunu zedeleyecek her kimseyi tarih asla affetmeyecektir... Önemli olan, sözler tutulmalı, sözlerin arkasında durulmalı...  F.Bahçe Divanı'nda tüm gözler Ali Şen ile Aziz Yıldırım'ın ağız dalaşına çevrilmişti... Ama ne oldu... Ali Şen için dosya hazırlamış Yıldırım sustu, asla altta kalmayan bir yapıya sahip Ali Şen zeytin dalı uzattı... Aslında bu dostluk özlenen tabloydu... Eleştirilerden bir pay almak istemeyen Yıldırım ve tecrübelerine dayanarak yol gösteren, 68 milyon dolar borca borç demeyen Ali Şen olduktan sonra, kim tutar bizi... Eline dolar değmemiş vatandaş, siyasi meydanlarda narkozlanırken, futbolun liderleri birbirini uyutmuş, çok mu? Bu memlekette "Üstün Hizmet Madalyası" ile dolaşan dayakçı futbolcuyu, idari menecerliğini teknik direktörlük gibi gören Çobanoğlu'nu, "I love you"ya anons yaptıran Çulcu'yu sakın çok görmeyin... Bu ağızlar bizdeyken, daha çok sakızlar çiğneriz, çok...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.