Bir maçta infaz edildi G.Saray... Bu takım bugüne kadar hiç böyle havası olmayan maça çıkmamıştı... Boş tribünlerin hoş olmayan manzarası... Basın bile ilgisiz... O oturulacak yer bulunmayan şeref tribünü bile öksüz... Ali Sami Yen dün gece sanki Güngören'di... Barcelona maçının en kötüsü Ümit Davala yine sahada ama onun başını yaktığı Sarr garibim 18'de bile yok... Çünkü Ümit, Terim'in prensi ya... Dün yine görev anlayışından uzak bildiğini okudu... Hocası bile onu zaptedemedi... Ümit sanki görev yerini terkeden nöbetçi eri gibiydi... G.Saray'ın müthiş ikilisi Felipe ve Arif ise bu sezon ilk defa kulübede başladılar geceye... Fatih Terim bu... Ne yapsa yeridir... Sezon başından beri takımın forma öksüzü Baliç hayata tersten bakar gibi sağ kanada çekilmişti... Boşnak futbolcu da Ümit Davala gibi hep yerini kaybetti, sola kaçtı... Ama Allah'ı var Baliç gecenin iş yapan isimlerindendi... Hasan Şaş'ın inadı inat... Dünya Kupası'nın yıldızı aynen İlhan Mansız gibi hâlâ gökyüzünden yere inmedi... Hasan zannediyor ki, bundan sonraki futbol hayatı Güney Kore - Japonya hatıralarıyla gidecek... Öyle yağma yok... Hele Terim'in oyduğu yerde kasıntıya, hava atmaya ve inatla oynamamaya asla yer yok... Hasan her geçen gün kendi ipini çeker bir halde, G.Saray'a hizmet etmede kaytarıyor adeta... Christian - Ümit Karan ikilisi basit hatalar yapan İstanbulspor defansı arasında yine de çok etkili olamadı... G.Saray defans bloğu ise hayatlarının en rahat maçlarından birini çıkarırken, Brugge maçı için iyi sinyaller vermedi... Hele Mondragon... İstanbulspor o bizim hayran olduğumuz takım değil artık... Oyun anlayışları iflas etmiş görüntüdeydi... Sanki Barcelona karşısındaki G.Saray gibiydiler... Ağır Uche ve Saffet'in artık futbolu bırakma zamanlarının geldiğini bir defa daha anladık... Hakem Orhan Erdemir 90 dakikada bir hata yapmayınca ne Terim'le atıştı, ne de tribünlerin tepkisine uğradı...