Teselli ikramiyesi

Şampiyonlar Ligi Kupası'nı kaldırdığı stada, bu defa "bonus" kadrosu ile gelen Liverpool, gurupta hiçbir amacı kalmamış G.Saray'a boyun eğdi... Üstelik, farktan kurtulduğu bir gecede, daha birkaç gün önce F.Bahçe yenilgisi ile yıkılmış Aslan'a hem moral, hem de kasasına para akıttı... G.Saray bir defa daha "Avrupalı" olduğunu, koca bir "İngiliz patentli" devi devirerek ispat etmiş oldu... *** Sevmediği stada, moral bozukluğunun da verdiği eziklikle çıkan G.Saray'ı düşüncemizin aksine arzulu, hırslı ve kazanmak için varını yoğunu ortaya koyan bir havada görünce, bizim de iştahımız kabardı... Şu bir gerçek ki; Türkiye'de takım oyununu en iyi oynayan, gerçek Avrupalı takım olan sarı-kırmızılılar, karşısındaki rakip kim olursa olsun futbol oynamak için çırpınıyor... İşte dün gece de, Liverpool'da pisi pisine yenildiği rakibini bu defa köşeye sıkıştıran G.Saray, iş işten geçmiş olmasına rağmen, bir büyük olay gerçekleştirdi... *** Rakip her ne kadar yedek kadrosuyla bu maçı önemsememiş olsa da o, yine de Avrupa'nın en güçlü, en büyük takımlarından biriydi... Kenar çizgi etrafında tüm hünerlerini gösteren, kontrataklarda çabukluğun ne olduğunu ispat eden Liverpool, bu çalışkanlığının semeresini 22. dakikada Fowler'la gördü... 30 metrelik bir taç atışında, bir kişiyi 5 adamla kontrol edemeyen G.Saray defansı, bu oyuncunun poposu ile attığı gole engel olamayınca, aklımıza bir yenilgi daha geldi... Ama iki dakika sonra Necati ve çok geçmeden de Okan'ın 35 metreden vurduğu vole ile kazanılan iki gol, ilk yarıda G.Saray'a anasının ak sütü gibi helâldi... *** İnamoto ve Sabri'nin müthiş çalışkanlığına ayak uyduramayan tek kişi Carrusca'ydı... Okan, her ne kadar yıldızlaşmasa da attığı o nefis gol, onun takdirnamesiydi... En azından koşması ve çalışkanlığıyla, bu takımda her zaman yeri olduğunu belli etti... Bu maçta tribünleri doldurmasalar da en azından Ali Sami Yen'in almayacağı bir kalabalıkla, hiç önemi kalmamış bir maçta bile yalnız bırakmayan seyirciyi de kutlamak gerekir.. Onlar Liverpool taraftarının patentindeki, "Asla yalnız yürümeyeceksin" sözlerinin en güzel örneğini gösterdiler... 90 dakika bittiğinde aldıkları hediye, G.Saray'da her şeyin kötü gitmediğini ve gitmeyeceğinin ispatı gibiydi...