11 yıldır Trabzon'da tuş olmayan G.Saray, bu geleneğini sürdürmek arzusuyla Avni Aker'deydi. Üstelik F.Bahçe'nin bir gün önceki 5-0'lık zaferini boşa çıkarmak istiyordu. Ve de en zor engellerden birini geçip, liderliği bırakmak niyetinde değildi. İşte bu istekli G.Saray'ı Trabzonspor "ağır misafir" diye ağırladı. *** Önceki haftaların defans kurgusunu bozmayan Gerets, Cihan'a orta sahanın süpürücülüğünü vererek, Trabzonspor ataklarına ilk ambargoyu onunla koymayı planlamıştı. Cihan görevini mükemmel yaparken, yanında İliç "vurdumduymaz" haliyle sanki oyunda değildi. Adeta takımını bir kişi noksan oynatıyordu. G.Saray ilk yarının net gollerini kaçıran taraf olarak kalesinde fazla pozisyona izin vermeyerek, oyunun mutlak hakimiydi. Trabzonspor ise Gökdeniz'e kavuşmanın sevincini doya doya yaşayamadı bu yarıda. Çünkü Gökdeniz, futbolu unutmuş haliyle ilk 11'de şans bulmanın avantajını iyi kullanamıyordu. Gökdeniz sağ kanatta ne kadar etkisizse, sol kanatta da Djokaj o kadar etkisizdi. Tek bir güzelliğe, tek bir hücuma katkı yapamayarak koca bir 45 dakikayı takımına boşa geçirtti. *** Hem Gerets hem de Halilhodziç bizim gibi düşünmeyerek ikinci yarıya da ilk 11'leriyle başladı. Oysa Trabzonspor'da Szymkowiak da dahil Fatih Akyel de aksayanlar listesindeydi. İşte G.Saray bu kadar falsosu bol ev sahibini deviremediği gibi bir de 64.dakikada tuş oldu. Üstelik sahanın en kötü adamı Gökdeniz'in golüyle... Cezası türlü yollardan, çeşitli kişilerce indirilen birisi tarafından G.Saray'ın belki de şampiyonluk şansı tam güme gidecekti ki, imdada Necati yetişti. Ve böylece G.Saray Avni Aker'de tılsımı bozdurmadı. Ama şampiyonluk yarışında büyük yara aldı.