Ne varsa bayanlarda var demek ki... İnönü Stadı tribünlerini, erkeklerin küfürleri nedeni ile ele geçiren bayanlar, dün sahadaki futbola da doğrudan etki etti... Hakemin başlama düdüğü ile birlikte, adeta trafik kurallarını ihlal eden, kırmızı da durmayan, sollanmayan yerde slalom yapan arabalar gibiydi iki takım da... Trabzonspor'un çetelesini tutmakta zorlandığımız bir ilk yarı grafiği var ki, bu kadar pozisyon bulup da bunların bir tanesinde bile golle kucaklaşamaması, biraz beceriksizlik, biraz da şanssızlık kokuyordu... Celustka, Olcan, Burak, Volkan... Saç baş yolduran pozisyonları bozuk para gibi harcarken, Beşiktaş ne olduğunu daha anlamaya çalışıyordu... Carvalhal'in bu sezon defanstan çektiği kadar başka bir sıkıntısı olmamıştır... Dün de aynı sıkıntı sardı etrafını... Elde kalanlarla bir defans bloğu kurmaya çalışsa da, bu dörtlü, akort bozukluğu içinde ayrı telden çaldı hep... Ersan bir türlü sol beklik kostümünü yakıştıramadı kendine... Sidnei tam bir bomba... Yenilen iki golde de doğrudan katkısı (!) var... Fernandes'in, Zokora ile "it dalaşına" girmesi, oyun anlayışından da uzaklaşmasına sebep oldu... Üstelik iki futbolcu da, 25 binden fazla hanıma, çirkin görüntüleriyle resmen ayıp ettiler... İkinci yarı başlar başlamaz Quaresma maçtaki en olumlu ortasında Almeida'nın kafası, gerçekten alkışlanacak değerdeydi... Ama hepsi bu... Trabzonspor, bu sezon hiçbir maçta bulamadığı pozisyon zenginliğinden çıka çıka sadece iki gol çıktı... 10 pozisyon da resmen güme gitti... Ama bir gerçek var ki, dün gece fazlasıyla futbola doyduk... Skor kısır olsa da, pozisyonlar tsunami gibi taştı... BU KADAR KAÇMAZ Kİ Trabzonspor tamam galip geldi... Kutluyoruz... Ama bir büyük maçta bu kadar gol pozisyonu yakalayıp da zar zor ikisini değerlendirmek de düşündürücü biraz...