İşin gerçeği ve özeti şu... Eğer, Trabzonspor ve Beşiktaş'ın maçı varsa o seyredilir... Eğer, Trabzonspor ile Beşiktaş oynuyorsa, işte o zaman futboldan keyif alınır... Dün gece de, Avni Aker Stadı'nda futbol adına her güzelliğe imza atan futbolcular bolluğunda, hem tribünler, hem de ekran başındakiler, karınları doymuşçasına "Ya Rabbi şükür" dedi adeta... Çünkü 90 dakikanın her saniyesinde, buram buram gol kokan ve onu bir sevgili gibi arayan Trabzonspor ve Beşiktaş, seyrettikçe iştahımızı kabartan birer futbol aşçıbaşısı gibiydiler... Schuster'in, artık alıştığımız kadro şaşırtmacası, dün de sürdü. Ernst'ten sonra, Alman hoca'nın "vazgeçilmezleri" arasına, sağ bekte Hilbert ve kalede Hakan Arıkan da katıldı.. Hele Schuster'in Hakan için ısrarı, dalları pıtrak gibi meyve veren aşılı bir ağaç misali, Beşiktaş'ın bereketi oluyor... Çünkü o Hakan, dün gece Trabzonspor forvetlerinin. Gümbür gümbür gelen ataklarında, adeta panter kesildi. Belki de, Milli Takım Hocası Hiddink'in de aklını karıştırıp, Onur'un yerine göz diktiğini gösterdi... Teofilo, Umut ve Burak forveti ile lüks bir hücum üçlüsü şablonu kuran Şenol Güneş, buna rağmen ilk yarıda istediği pozisyonları bol bol bulan bir şansı yakalayıp, Beşiktaş kalesini sağlı sollu yoklamaya çalıştı... Ama bu kadar bol forvetle, geriye dönüşün zor olacağı da bir gerçekti... Nitekim Beşiktaş, Guti ve Ernst'in hızlı pas trafiği karşısında, bu defa kalesinde, tehlikelerle burun buruna geldi çoğu kez... Holosko'nun her zamanki gol kaçırışları, Tabata'nın cılız kale yoklayışları, Nobre'nin etkisizliği, ev sahibi takımın şansıydı sanki... Siyah-beyazlı takımda ise, kendisine hiçbir yardım gelmemesine rağmen, kendi kulvarında sayısız hücuma kalkan, ortalar yapan Hilbert, takımı adına güzelliklere imza atan isimdi... İbrahim Toraman ve Zapotocny ikilisinin ilk yarıdaki başarılı oyununun sihri, 51.dakikada Mustafa Yumlu'nun, müthiş yükselişi ile attığı golle bozuldu... Zaten, golün iki taraf için de, duran toptan geleceği belliydi... Gol sonrası hem Trabzonspor'un, hem de Beşiktaş'ın hızlı hücum atakları aynen devam etti... Ama Schuster'in, anlamakta güçlük çektiğimiz Ernst ve Guti'yi dışarı alma değişikliği, birden Beşiktaş'ın, Trabzonspor'a resmen teslim olması anlamına geldi... Ve işte o dakikadan sonra bizler tribünden, Trabzonspor'un galibiyetini tescilledik... "Demek ki bazen, bu işi en iyi bilenler de hata yapabiliyor" diye düşündük...