Bir gün önce G.Saray, dün Sivasspor'un puan kaybettiği zirve yarışında, eline fırsat geçen Beşiktaş, yine yaptı yapacağını... Trabzonspor'un, elinin ayağının titrediği bir ilk devrede, bal yapmayan arı misali, çok çalışır gözüken ama havanda su döven Beşiktaş, en büyük darbeyi de, bu yarıda aldı... İkinci yarıda ise Bobo'yla beraberliği yakaladığına şükretti... *** İnönü'de bu sezon oynadığı 10 lig maçında, 8 galibiyet alarak bir başarıya imza atan siyah-beyazlılar, deplasmanların en başarılı takımı Trabzonspor karşısında zorlanmadıkları ama ikram ettikleri maçta, hiç de hak etmedikleri bir skorla, taraftarını bir kere daha üzdü... Denizli'nin, tek forvetle çıktığı bir maça, rakibin 3 forvet atağı, semeresini ilk yarının 29. dakikasında verdiğinde, Beşiktaş'ın başından kaynar sular döküldü sanki... Oysa gol dakikasına kadar Beşiktaş, Trabzonspor kalesine belki organize değil ama sayısız hücum etkinliği seferi düzenlemiş ve bunun bir kaçında da gol fırsatı yakalamıştı... *** Tello'nun sağ, Serdar Özkan'ın sol kanatta fayda yerine zarar verdikleri dakikalar, Trabzonspor'un biraz da şansı ve telaşsız haliyle Beşiktaş'ın sinirini tepesine çıkarmıştı... Ernst'in, geçmişte kalan futbol kariyerinin İnönü'deki son kırıntıları, Beşiktaş'a lezzet değil, zerre kadar bir tuz damlası bile olamadı dün... Adamın bu hali ile, bu Beşiktaş'ta oynaması, bir ayıptan öte, yedek bekleyen futbolculara da adeta bir ihanet gibi geldi bize... Yusuf'un da halı sahada bile bu kadar sorumsuz olmayacağı futbol anlayışı da Beşiktaş'ın ilk yarıda boşa kürek çekmesinin nedenleriydi... *** İkinci yarı başladığında Yusuf ve Serdar Özkan'ın dışarı alınması, Beşiktaş için dünün ilk doğrularıydı... Delgado'nun uzun zamandır futbola olan hasreti de sahaya yansıyınca, Beşiktaş daha derli toplu duruşuyla bu yarıda adeta tek kale oynadı... Bu oyunun karşılığı en azından beraberliği değil, mutlak galibiyeti getirmeliydi... Ama dakikalar ilerledikçe galibiyet merakı, yerini beraberliğe bile şükredecek hale geldi... O seyircinin ısrarla istediği Bobo, 77. dakikada adına şanına yakışır kafa vuruşu ile Beşiktaş'ın prestijini kurtardı... *** O gol sonrası, maç maça benzedi... Siyah-beyazlılar akıl almaz gol fırsatı yakaladı, enstantaneler peş peşe geldi... Bu maçta yaşamak istediğimiz heyecan, futbol adına görmeyi arzuladığımız güzellikler peşi sıra geldi... Ama kim yenilse yazık olacaktı bu dakikadan sonra... Kim sevinse hak etmeyecekti coşkuyu... Ve gerçekten de öyle oldu...