Vah Türk futbolum vahh... Sportmenliğin rafa kalktığı, insanın canavar kimliği giydiği bir ortamda, seyir zevkini, korku denizine çevirenler, futbolumuzu kaynar kazana koyup, fokur fokur kaynatıyor... Bunca yıllık spor basınının içindeyiz... Böylesini ne gördük, ne de duyduk... *** İşin kin, nefret ve insanı çileden çıkartacak boyutlara gelmesinin "Geçmişte yaşanan, olumsuzlukların eseridir" demek, yanlışlığı, yanlışlıkla örtmek demektir... O geçmişte, herkesin sicili temiz sanki... Kimlerin neler yaptıklarının, sadece tozlu raflarda kalması bir yana, siyasi etkenlerin de işi ört bas edilmesini istemesi, işte böylesine futbol kuralsızlığının ve anlayışının altına dinamit koyar sonunda... Bursa, Türkiye'nin 4. büyük kenti... Buralara gelirken, eskiden içimizi bir mutluluk kaplardı... Şimdiki gibi korku değil... *** Daha Orhangazi'ye vardığımızda, karşılaştığımız güvenlik barikatları, hemen hemen her 10 kilometrede tekrarlandı... Bu maçın Beşiktaş açısından taraftarından yoksun çıkacağı belliyken, böylesine güvenlik çemberine alınan yollar, stat çevreleri, aslında futbolumuzun boynuna geçirilen yağlı ilmikten farklı bir şey değildi... Bursaspor taraftarının, hiç günahı olmayan 34 plakalı tüm vasıtaları, sanki düşman kuvvetlerinin öncü araçları gibi görmesi hangi aklın eseridir? Tribünlerde bir yandan, tekbir getirip, boğaz kesme işareti yapan binlerce insan, hemen akabinde de, en ağır küfürleri sıralamakta gecikmedi... Bursa'yı kurtarılmış bölge gibi gösteren bu tabloda parmağı olan herkese lanet olsun... Bu güzelim şehrin tüm saflığını, bir büyücü gibi, bir çırpıda değiştirip, korku şehri haline getiren, etkili, yetkili, herkese lanet olsun... *** Bütün bu saha dışı rezilliğin tabii ki, saha içine de yansıması olacaktı halince... Nitekim oldu da... Ama Bursasporlu futbolcuları, bu çirkinliklerin dışında tutalım... Çünkü onlar, aslanlar gibi mücadele ettiler ve hak ettikleri 3 puanı bileklerinin gücü ile aldılar... Tigana'nın giderayak yine çomak soktuğu tuhaf kadronun dün Bursa Atatürk Stadı'ndan başı dik çıkması imkansızdı zaten... Hazırlık maçlarında bile oynatmadığı İbrahim Kaş ile ilk on birde forma şansı bulamayan Mehmet Sedef, Fahri Tatan, Gökhan Güleç'ten kurulu kadro, Bursa gibi çok kritik bir deplasmanda nasıl başarıya imza atabilirdi ki... Birde bu dörtlüye, İbrahim Üzülmez, Serdar Kurtuluş'un rezil derecedeki oyunları eklenince, Beşiktaş, beklenen sonuçtan kaçamadı halince... *** Şampiyonluğu kovalaması bile aylardır şaşkınlık ve hayretle izlenen bir takım, nihayet dün kepenk indirerek, bu yarışın asla takımı olamadığını göstermiş oldu... Çünkü bu kadro onun eseriydi... Tabii ki, bu tükeniş de onun eseridir...