Tüyo sanatı

A -
A +

Bugünlerde, F.Bahçe'deki yemek trafikleri çok karıştı... "F.Bahçe nasıl kurtulur"un cevapları, çareleri, hep çatal, bıçak ve içki kadehleri arasında aranıyor... Maaşlı "İzleme Komiteleri" muhtemel başkan adayları, hep bu toplantılarda çıkıyor... Çünkü "Herşey F.Bahçe için" ya... F.Bahçe kurtulacak ya...  Başkan Aziz Yıldırım çok uyanık adam... Gerçi, "Huzurum yok, moralim bozuk" gibi "Klâsik ayaklara" yatıp, kendisinin başarısızlığına ortak araması kadar doğal bir şey olamaz... Bu ortaklar, tabii ki eski başkanlar ve medyada F.Bahçe adına "Yorumculuk" yapan kişiler olacak halince... Tuzağa düşen bu kişiler, F.Bahçe'nin tüm başarısızlıklarında sakın ola ki "Biz masumuz" kimliklerine bürünmesin... Aziz Yıldırım'ın plânlı - programlı "Geleceğe bakış anlayışında" aktif rol oynayanlar, sakın ola ki bir gün "Kelle isteriz" diye "Yeniçeri isyanı" başlatmasın.. Çünkü onlara kimse inanmaz, çünkü onların peşinden kimseler ayaklanmaz... F.Bahçe'de 12 bin kongre üyesinden sadece 2 bine yakın kişiden oy alıp kulübü ele geçirmek, başarı ve zafer olarak konuşuluyorsa, geriye kalan 10 bin kişinin "Desturunu" hiçe saymak da, öyle basit bir iş değildir... Hasbelkader, F.Bahçe Cumhuriyeti"nin başına geçmek ve oradan inmemek için her türlü yolu denemek, demokratik anlayışla asla örtüşmeyen bir çirkinliktir...  Aziz Yıldırım'ın medyada çok yakın ve de çok haşin davrandığı gruplar malûmumuz... Kimisine elma şekeri, kimisine de o şekerin sapı sunulur büyük başkan tarafından... Geçtiğimiz günlerde bir defa daha belli oldu ki, Şansal Büyüka ile Aziz Yıldırım dostluğunun arasına, kimse giremez... Çünkü, Aziz Yıldırım biliyor ki; yayıncı kuruluşun başında bulunan Şansal'la bazı başarısızlıklar ört bas edilebilir... Düşündüğü bazı projeler, Şansal sayesinde hayata geçirebilir... Ve en önemlisi, bu dostluk ve yakın ilişkinin kaymağını, yayıncılık açısından yemek de, Şansal'ın en tabii hakkı olabilir... İşte böyle, karşılıklı alışverişler sayesinde, televizyon başına geçen sporseverler, ağzı açık bir şekilde Şansal'ın, Fernandez'i karalayıp, F.Bahçe'ye yeni hoca tarifini şaşkın vaziyette seyreder: "Mavi gözlü, Avrupa'da çok ileri gitmiş bir ülkenin çok başarılı hocası F.Bahçe'ye gelecek!" Ömer Çavuşoğlu'nun esprisi gibi "Yahu bu Şansal'ın tarifi Atatürk'e uyuyor... Ama Atatürk de gelse, bu F.Bahçe'yi kurtaramaz" yaklaşımına sakın gülmeyiniz... F.Bahçe'nin durumu, gerçekten içler acısı ama kimse ciddiye almıyor...  Şimdi günümüzde bu "Tüyo sanatı" moda ya, geçtiğimiz gün Ziya Şengül de bir bilmece ortaya atıverdi... Şengül, F.Bahçe'nin yeni menajer tipini şöyle çizdi: "G.Saray'da şöhret oldu... Hertha Berlin, Anderlecht ve Lille'de oynadı!" Şansal tüyo verir de, Ziya Kaptan vermez mi? Göreceksiniz, yakında bu eski futbolcular arasında müthiş bir kaymak yeme yarışı yüzünden, gürültüler kopacak, kıskançlıklar başlayacak... Geçen hafta, Engin Verel gazeteci kimliğini hiçe sayarak Portekiz'e futbolcu izlemeye gitti... Ve sonunda TSYD, kutlanacak bir kararla, Verel'in basın tribününden maç izlemesini "Etik açıdan" sakıncalı bulduğundan iptâl etti... Şimdi işin daha vahim bir yanıyla karşı karşıyayız... F.Bahçe'deki ikinci toplantıda, kulübe yurt dışında futbolcu aramak için "5 kişilik izleme komitesi" kurulmasına karar verildi... Bu 5 kişi, kulüpten maaş alacak, kendileriyle 2 yıllık sözleşme yapılacak...  İşin vahametini düşünebiliyor musunuz? Sözde F.Bahçe'nin geleceğini kurtaracak olan "İzleme Komitesi" sanki "Tabii Senatörler" gibi kulübe demir atıp, maaş alacaklar... Teknik direktörler bile, bunlara dokunamayacak... Vay, vay, vay... "Spor yazarıyım" diye en kısa yoldan aramıza sızanlar, bizim mesleğimizi basamak olarak kullanıp, para uğruna nelere imza atarak, işin kaymağını yiyor... Spor yazarlığını "Dünyanın en basit, en kolay ve para kazanmanın en kısa yolu" olarak görenlerin yakamızdan düşmeleri için, şimdi kenetlenme zamanıdır... Ama bu mesleği yıllardır sürdüren ve kendilerini bizden biri olarak gördüğümüz "Gerçek dostları" da bırakmayalım... Aramızda sadece "Komitecilere, menajerlere, yağcılara, amigo yazarlara" yer olmadığını, artık birilerinin anlama zamanı geldi de geçiyor bile... Herkes, F.Bahçe'yi kurtarmak için toplanıyor da, bizler niye "TSYD aşkına" toplanamıyoruz ki?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.