Ufukta dördüncülük göründü!

A -
A +

Atalarımız demiş ki "Al malın iyisini, çekme kaygısını." Çin pazarına "nur yağdı" zannedenlerin üşüştükleri "Ne alırsan 1 YTL" çığırtkanlığının yapıldığı dükkanlar, bir uğrayanın bir daha asla önünden geçmediği mekânlar oldu Türkiye'de... Kalite kontrolden yoksun, sadece fiyatlarındaki "anormal" ucuzluk nedeniyle ekonomimizi sarsan, hatta çoğu esnafı batıran "Çin sevdası" önü alınamaz bir hale gelirken, hâlâ bu işten dili, cebi yanmayanlar, yine de derslerini almamış gözüküyor... *** Beşiktaş'ta, Yıldırım Demirören, seçim öncesi rakibi Fikret Orman'ı alt edebilmek için, tek çaresinin kulübe bağışlanacak 25 milyon dolar sözünün verilmesinden geçtiğini iyi biliyordu... Taraftar bu paranın hatırına "Demirören" diye çığırtkanlık yaparken, siyah-beyazlı kulübe gelecek "yıldızların!" hayalini erken kurmuştu... Ve o dönemde, yani neredeyse kulübün önünden geçenin Beşiktaşlı yapıldığı dönemde, bu takıma faydasının ne olacağı tartışılan futbolcular, bir anda kendilerini siyah-beyaz formanın içinde buldu... Üstelik inanılmaz rakamlara... Tüm transferler yapıldıktan sonra da Del Bosque ile anlaşılarak "Al sana 12 tane yeni ve bir sürü de şampiyon kadrodan kalan 24 futbolcu" denildi... Kendi cebine girecek paranın hatırına, Beşiktaş'ın teknik direktörlüğünü kabul eden İspanyol hocanın ömrü, ne yazık ki baştan da bilinmesine, söylenmesine rağmen uzun sürmedi... *** Bu sezon başarının uzağında kalmış Beşiktaş'ta, yine bir sürü yanlışlıklara imza atılma alışkanlığından ne yazık ki vazgeçilmiyor... Taraftar başarıya hasretken, taraftar yeni bir şampiyonluk hesapları içindeyken ve de ezeli rakipler güçlü kadrolarını yeni yıldızlar ve hocalarla yenilerken, Beşiktaş'ın küçük hesaplar peşinde koşması, hiç de "hayra alamet" olarak görülmemektedir... Ne yapıyor Beşiktaş? Adı "uykucuya" çıkmış, dünya yansa umurunda olmayan, sadece hazır lokma yiyen, arkadaşlarının yardımına koşmayı aklından bile geçirmeyen Youla ile, F.Bahçe, G.Saray ve Trabzonspor'u "sollama" plânının peşinde... Kendisinin bile hayal edemediği transferle, bir anda Beşiktaşlı yapılan Ankaragücülü Adem, sezonun büyük bir bölümünü sakatlık belasıyla geçiren Ali Tandoğan ile mi "3 büyükler" sollanacak? Bu sezon Beşiktaş maçı öncesi bilerek sarı kart cezalısı durumuna düşüp, Rizespor'a en lâzım bir maçta müstakbel takımına karşı bilerek forma giymeyen Kürşat, bundan en az 5 yıl öncesinden Beşiktaş'a gelmesi gerekirken uzun bir rötardan sonra siyah-beyazlı formayı giymek isteyen Okan Yılmaz'la mı şampiyonluk yakalanacak? *** Bitmedi... Doktorların "Futbol oynaması artık imkânsız" dediği, dizlerindeki problem bir türlü giderilemeyen, bu yüzden, sahalardan çok, gece kulüplerinde gezinen, bonservisi elinde "reklam yıldızı" İlhan'la mı çatır çatır gol bulacak bu Beşiktaş? Bitmedi... Sezonun neredeyse yüzde 60'ında düz koşu, yüzde 30'unda sakatlık nedeniyle antrenmanlara katılamayan, sadece yüzde 10'unda, adam gibi antrenman yapan, garanti para dışında, maç başına 60 milyar alan Sergen mi sırtlayacak bu Kartal'ı? F.Bahçe'ye transfer olduğunda "Doğuştan F.Bahçeliyim" diyen ama şimdi "kovsalar Beşiktaş'tan gitmem" diye direten, jübile teklif edilmesi gerekirken "alacağından biraz indirim yap, takımda kal" denilen, bu Sergen'le mi coşacak Beşiktaş? Eğer büyük takımsan, büyük oynayacaksın arkadaş... Bunun için, önce, vizyonu geniş, "büyük hedef düşünen" hoca bulacaksın... "Evladımız" ayakları ile "bizi transfer ayında fazla zorlama" diyerek sindirilen "aman şuna buna dokunma, onları takımda idare ediver" ricalarını kırmayacağı düşünülen bir hoca ile bu Beşiktaş "ayağa kalkmaz" arkadaş... *** Bir F.Bahçe maçında tek kurtarış yaptı diye "Kadıköy panteri" ilân edilen, eski hocası Lucescu'nun "alkol düşkünü" dediği Pancu, 35 yaşın performansı ile didinen Tayfun, yine bu yaşa yakın Okan Buruk'la mı kanatlanacak Kartal? Kimse kimseyi aldatmasın... "Gelin bindi deveye, gör kısmeti nereye" düşüncesiyle şampiyonluk ve eşdeğer başarıları yakalamak bu kadro ve bu anlayışla, ne yazık ki ufukta, en iyimser düşünce ile yeni bir "lig dördüncülüğünü" çağrıştırmaktadır... Forma satışlarında trilyonları telaffuz eden F.Bahçe örneği dururken, bu Beşiktaş'ta hangi seyirci, hangi futbolcunun formasına hücum edip, sırtına geçirir Allah aşkına? "Beni ancak Allah yargılayabilir" dövmesini koluna kazıtan Tümer misali; işin sonunda yine hüsranla kucaklaşılırsa, kim kimi yargılar, bu şimdiden bellidir Beşiktaş'ta... İşte o zaman "Yine bir yerlerde hata yaptık" özrü, asla geçerli olmayacaktır... Çünkü giyotinler, koparacak kelle özlemi içindeyken, kimsenin, affa uğraması beklenemez...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.