Top - tüfekle değil, üfleseniz yıkılacak bir takımı deviren Beşiktaş'ta şimdi yine kahramanlık türküleri söylenecek. Vaduz yedekleriyle çıktığı maçta bile bu kadar kafa tutabiliyorsa ve o kafa tuttuğu Beşiktaş, bu kadar zor durumlara düşüyorsa işte orada durmak lâzım biraz. Kazasız, belasız ucuz atlatılan bu tur aslında Beşiktaş'ta bir çok soruyu da gündeme getirmiştir. *** Siyah-beyazlılar sahaya çıkarken önde Sergen, en arkada Ailton... İkisinin okkası en az 170 kilo civarında çeker. Ailton Beşiktaş'a geldiği günden beri mutlaka hedefi vuran atışlarıyla görünüşündeki bozukluğun üstünü örtmesini biliyor. Attığı goller ne beleş, ne tesadüfi. Adam kalenin en kritik köşelerine şimşek gibi vuruşlarıyla nişan alıyor. Üstelik maç boyunca en az 8-10 defa müthiş deparları da işin cabası. Yanında fidan gibi Youla olmasına rağmen o kalın vücuduyla adeta Youla'ya futbol dersi veriyor. Ammaa... Ya Sergen?.. İşte orada biraz duralım. *** Beşiktaş'a zamanında çok zaferler kazandırmış Sergen'in artık değil 11'de, siyah-beyazlı kadroda yeri yok. Eğer Sergen iyi hatırlanmak istiyorsa, bugünden tezi yok maç başına 30 milyarlık paradan da vazgeçip çantasını eline aldığı gibi evinin yolunu tutmalıdır. Yoksa, her geçen gün gözden düşmesi kaçınılmaz bu şartlarda. Rıza Çalımbay'ın hatır-gönül işlerine Beşiktaş'ta fazla girmesi hiç de hoş değil. Vaduz gibi gariban bir takım karşısında auta giden ortayı bile alkışlayan, Ailton'u oyundan alırken tercümanı devreye sokan Rıza hoca, oyun disiplinini yerleştirmekte çektiği sıkıntıyı dün de yaşadı. Beşiktaş karmakarışık hücuma kalktı, karmakarışık orta sahaya koştu. Böyle futbol yok artık. *** Ailton'un insafına kalmış Beşiktaş eğer dün geceki Vaduz'u elerken kurdeşen dökmüşse, gelecek turda başına gelecekleri şimdiden kestirmesi gerekir. Pancu, Adem ve Youla Vaduz karşısında boş gezenin boş kalfasıydı sanki. Sergen'li geçen ilk 45 dakikada misafir takımın gollük atak sayısı Beşiktaş'tan daha fazlaydı. İkinci yarı Rıza hocanın savunmasına Mustafa Doğan'ı da ilâve ederek bu zavallı takımdan bile çekindiğini gösterdi. Büyük hoca olmak için basit işlerle değil, büyük düşüncelerle uğraşmak gerekir. Ama bunun için Rıza hocanın önünde zaman hızla ilerliyor. Hem de acımasızca.